Gavs’ul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin Yaşam Serüveni ve Kerametleri
ŞEYH OSMAN HAZRETLERİNİN DAYISI HAŞİM BEYİN KAHRAMANLIĞI ve ŞAHADETİ
“Dostlara selam söyle, erkek nesli bitene kadar mücadelenize devam edin!”
I. Cihan Harbi bütün şiddeti ile devam eder iken Efendi Hazretlerinin tüm akrabaları Bağdat'ta yaşamaktadırlar. Bağdat, İngilizlerin istilasına uğramıştır. İnsanlıktan nasibini alamamış ehli küfür İngilizler, Müslüman Bağdat şehrini istila etmekle kalmamış cana, mala, namusa acımasızca zarar vermektedirler.
Efendi Hazretleri Erzurum Cephesi'nde Ruslara karşı Anadolu topraklarını savunurken ailesi Bağdat'ta İngiliz işgaline karşı direniş harekâtını örgütlemekte ve eli silah tutan aile bireyleri de münafık İngilizlere karşı silahlı çete harbi vermektedirler.
Bu hatıraya konu olan iki yüce şahsiyet, Sultan Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin akrabalarıdır. Haşim Bey dayısı, Ali Efendi ise küçük kardeşidir. Haşim Bey Osmanlı imparatorluğu döneminde, Bağdat'ta uzun yıllar Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunmuştur. Ahlakıyla, maneviyatıyla ve cesaretiyle Bağdat Halkı'nın güvenini kazanmış bir insandır. Aynı zamanda Şeyh Ömer Ziyaeddin Hazretlerinin de dervişidir. Sultanımız, dayısı Haşim Bey'den bahsederken “Yaratılışı özel ve eşine az rastlanacak bir insandı.” diye övmüştür. Bu özel insanı iki kelime ile anlatmak mümkün değil. İngilizler Bağdat'ı işgal ettiklerinde, büyük bir gaflet gösterip Bağdat Emniyet Müdürü Haşim Bey'i tutuklamadıkları gibi görevden de almamışlardır.
Bu, mübarek ve muhterem insan yaradılışı itibariyle zeki, feraset sahibi, aşırı derecede cesurdur. İngiliz alçaklarının bu gafletini, canı pahasına da olsa Haşim Bey gayet güzel değerlendirmiştir. İngilizlerin cana, namusa zarar veren azılı subaylarından yirmi bir tanesinin bizatihi kendi elleriyle kellelerini keserek cezalarını vermiştir.
Bağdat'ın işgali ile birlikte Haşim Bey kabilenin erkekleri ile gizli toplantılar tertipleyerek eli silah tutanlardan imha timleri oluşturmuştur ve o insanlara nerelerde neler yapacaklarını anlatıp, kendilerini eğiterek bilgilendirmiştir. Haşim Bey bu hareketi; ilk olarak kendi ailesinden, kan ve süt bağı olan akrabalarıyla başlatmıştır. Kısa zaman içerisinde, bu harekâtın başarılı olduğu görülünce, diğer ailelerden de destek alarak harekât genişletilmiş, İngilizlerin tahmin ve tasavvur edemeyecekleri boyutta; asker, subay, silah, mühimmat kaybına vesile olmuşlardır. Haşim Bey; Efendi Hazretlerinin küçük kardeşi Ali Efendi'yi, Bağdat Emniyet Müdürlüğünde, kendisinin yakın korumalığı görevine resmen tayin etmiş, diğer imha projelerini devreye koymuştur.
Sultanımızın kardeşi Ali Efendi, o dönem Bağdat'ta cesaret ve şecaati ile tanınmaktadır. Diğer kardeşi Tahir Efendi, mazlum ve takva sahibi bir kimsedir. Hayatını Hakk’a vakfetmiş, ömrünü ibadetle geçirmiştir. Merhum Tahir Efendinin Cuma namazlarının dışında evden ayrılıp dışarı çıktığı çok az görülmüştür. Sultanımızın kardeşleri Ali Efendi ve Tahir Efendi evlenmemişlerdir. Merhum Ali Efendi ömrünü Bağdat'ın kurtuluşuna vakfetmiş bir kahramandır.
Müşrik İngiliz subayları, Müslüman Bağdat Halkı'na gündüz yaptıkları zulmü; geceleri balo, kokteyl gibi içkili gece âlemleri düzenleyerek kutlamaktadırlar ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar içip sarhoş olup eğlenmektedirler.
Haşim Bey, planını bunların gece âlemlerini basmak üzerine kurmuştur ve icraatının duyulmaması, başarıya ulaşılıp sonuç alınabilmesi için ağzı sıkı, cesur yeğeni Ali Efendi'yi yanına almıştır.
Haşim Bey; gözü dönmüş alçak İngiliz subaylarını, içki âleminden sonra, halka can, mal, namus bakımından zarar verenlerden haftada bir iki tanesini, bir vesile askeri mıntıkadan uzaklaştırıp yeğeni Ali ile tenha bir yerde kellesini kesmektedirler. Ali Efendi, leşleri çuvala koyup Bağdat'ın dış semtlerine atıp dayısının yanına dönmektedir. İngilizler Haşim Bey'den ve Ali Efendi'den şüphelenmemektedirler. Çünkü Haşim Bey; zahirde, onların güvenini zedeleyecek herhangi bir şey yapmamaktadır. Haşim Beyin İngilizlere dost görünmesinin nedeni, İngilizlerin kendisini görevden uzaklaştırmamaları, Mümin Bağdat halkını el altından ayaklandırma harekâtının sekteye uğramaması içindir. Kısaca ahmak İngiliz Kumandan, Haşim Bey'e inanmıştır ve ona güvenmektedir. İngilizlerin gözünde, Ali de Haşim'in yeğeni de güvenli insanlardır.
Cennet Mekân Haşim Bey, denk düşürüp bir gecede iki İngiliz yüzbaşının kellesini kesince İngilizler, Haşim Bey ile yeğenini gizli takibe almışlardır. Bir hafta sonra, alkole düşkün İngiliz albayı içirip kendinden geçirdikten sonra dışarı çıkartmışlardır. Maalesef takip edildiklerinin farkında varamamışlardır. İngiliz ajanları, Haşim Bey albayın gırtlağını keser iken, Haşim Bey'e ve Ali Efendi'ye ateş etmişlerdir. İnsanlık abidesi Haşim Bey albayı gebertmiş fakat kendisi de şehit olmuştur. Yeğeni Ali ise yaralı kurtulmuştur, yüce Mevla'nın yardımıyla, albayla birlikte yirmi bir işgalci İngiliz subayını imha etmiştir.
Ağır yaralı olan Ali Efendi, arkadaşları ve akrabaları tarafından İngiliz askeri çemberi yarılarak Anadolu topraklarına getirilip Erzurum’a ulaştırılmıştır. Gönüller Sultanı, Şeyh Osman Nuri, (Bağdadi) kardeşi Ali Efendi'yi askeri hastanede tedavi ettirmiştir ve merhum, şifa bulduktan sonra abisi Osman Bey'den müsaade istemiştir. Efendi ne kadar ısrar etmiş ise de gitmesine engel olamamıştır.
Ali Efendi abisinin elini öpmüş ve helalleşmişlerdir. Sultanımız, kardeşi Ali Efendi'ye kısa zaman içinde şehit olacağını müjdelemiş ve Ali Efendi Bağdat'a, Şahımız da cepheye dönmüştür. Efendi Hazretleri'nin kardeşi Ali Efendi'ye son sözü: “Dostlara selam söyle, erkek nesli bitene kadar mücadelenize devam edin.” Kısa müddet sonra da Sultanımıza, kardeşi Ali Efendi'nin şahadet haberi ulaşmıştır. Sultanımızın yalnızca kardeşi değil birçok akrabası da İngilizlerin Bağdat'ı işgalinde vatanı, milleti, dini savunurken şehit düşmüşlerdir. Bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Allah, şefaatlerine nail etsin.
Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu, Es-Seyyid Muhammed Arif ve Es-Seyyid Muhammed Latif Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.
Hizirlayolculuk.com