“Manevi âlemden, Evliyalar Serdarı, Şah-ı Merdan, Sultan'ûl Evliya, Hazret-i İmam Ali zuhur ederek, Şeyh Osman Efendi'ye köydeki ağanın evinde çok miktarda altın olduğunu, eğer kendileriyle Ermenice konuşursa altınları çıkarıp teslim edeceklerini söylemiştir.”

Es-Seyyid Şeyh Osman Hazretleri; I. Cihan Harbinde, Erzurum cephesinde, bir yandan Rus ordusu ile harp ederken, diğer yandan da Ruslara maddi-manevi destek veren dâhili bedhahlarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Anlatılacak hadise, tarih bilgisi çok az olanlarca dahi hatırlanacak niteliktedir.

İmkânsızlıklar içinde Ruslarla harp eden kahraman ordumuza, arkadan saldırıp pusu kurarak zarar veren Ermeni çeteleri mevcuttur. Son kurdukları pusuyla, yüzlerce askerimizi yaralamış ve şehid etmişlerdir.

Askerimiz, kendi vatandaşlarından böylesi bir pusuyu beklemedikleri için kayıpları çok fazla olmuştur. Bunun üzerine, onlara yataklık yapan bir Ermeni köyü kuşatılmış, Ermeni milis ve silah araması yapılmıştır.

Manevi âlemden, Evliyalar Serdarı, Şah-ı Merdan, Sultan'ûl Evliya, Hazret-i İmam Ali zuhur ederek, Şeyh Osman Efendi'ye köydeki ağanın evinde çok miktarda altın olduğunu, eğer kendileriyle Ermenice konuşursa altınları çıkarıp teslim edeceklerini söylemiştir. Şeyh Osman Efendi, aldığı bu manevi emirle işaret edilen evin kapısını çalar. İçeriden ağanın annesi kim olduğunu sorar, Şeyh Osman Efendi o yaşlı kadını Ermeni lisanı ile selamlar ve kadının halini hatırını sorar. Kadın kapıyı açıp Efendinin ayaklarına kapanıp torunlarının ve kendisinin hayatını koruması karşılığında, mahzende, özel bir bölmede saklı olan, büyük boy gelin sandığı dolusu altının yerini kendisine göstereceğini söyler.

Şeyh Osman Efendi, dinimiz, örf-adet ve törelerimiz gereği kadına çocuğa, yaşlıya, hastaya ve teslim olana kesinlikle zarar verilmeyeceğini emir buyurur. Kadınla bu konuşmayı Ermenice yapar. (Şeyh Osman Efendi, zahiren on sekiz milletin lisanını, ana dili gibi konuşup, yazabilecek kadar çok ileri düzeyde lisan bilmektedir. Manevi olarak da bütün dünya dillerini konuşabilmektedir.)

Bu güvenceden sonra kadın altınların yerini gösterir. Şeyh Osman Efendi, imanına ihlâsına inanıp güvendiği yedi subay ve erden oluşan bir heyete altınların sayımını yaptırtıp sandığı mühürleterek emniyetli bir şekilde cephe gerisine teslim etmiştir.

O günlerde devletimizin ve milletimizin ekonomik durumu son derece zayıftır. Çünkü ehli küfür, Osmanlı topraklarını parçalamıştır. Savaşlardan ve yokluklardan devlet de milletimiz de çok zorluklar yaşamıştır. Ermenilerden alınan bir sandık dolusu altın ganimet, normal zamanlardan çok daha değerli ve kıymetli bir ganimettir.

Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Hazreti Şeyhin oğlu Es-Seyyid Lütfi Ölmeztoprak’ın Şeyh Osman’dan nakilleriyle kaleme alınmıştır.

Hizirlayolculuk.com