Şeyhlerin Şahı, Gavs’ül-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, şiddetle devam eden I. Cihan Harbi'nin tüm olumsuzluklarına karşın, Erzurum cephesinde Rus birliklerine karşı Müslüman Anadolu topraklarını, yüzbaşı rütbesiyle savunmuştur.

Erzurum cephesinde Ruslarla harbe ara verilip karşılıklı esir ve yaralı takası yapılırken cephe kumandanı tarafından, I. Karakola Albay rütbesi ile bir kumandan atanmıştır. O güne kadar tüm harp taktiklerini planlayan ve uygulayan Sultanımıza bundan sonra bu işlemleri kendisinin yapacağını söyleyip görevi devralmıştır. Zahiren, rütbesinin yüksek olması münasebetiyle görevi Albay'ın devralması hakkıdır ve normal bir işlemdir.

Ancak normal olmayan şey görevi devralan Albay'ın hayatı hep cephe gerisinde geçmiştir. Harp taktikleri hakkında bilgi ve becerisi yeterli değildir.

Şeyh Osman, o günün akşamı oturup Albay'la gelecek haftanın harp stratejisini hazırlamaya başlamışlardır. Ancak tecrübesiz olan Albay, Efendi'nin her teklifine karşı çıkmış ve kabul etmemiştir. Gecenin ilerleyen saatlerinde harp taktikleri ve teknikleri ile ilgili aralarında çok şiddetli münakaşalar çıkmıştır; ama askeri kurallara göre yetki Albay'da olduğu için, zahiren onun sözleri kabul görmüştür.

Albay'ın çadırından ayrılıp kendi çadırına gitmek üzere iken Gavs-ûl Âzam Sultan Abdulkadir Geylan-i Hazretleri'nin mübarek ruhaniyetleri zuhur etmiş, Albay'ın küstahça davranışlarıyla ve baştan sona yanlışlarla dolu olan harp taktikleri ile savaşılırsa az sayıda olan askerin ve mühimmatın çok kısa sürede kaybedileceğini Efendi Hazretleri'ne haber vermiştir. Eğer Albay, bu yaptıklarından vazgeçip özür dilemezse Cenab-ı Hak'kın bu yeni gelen kumandanın ömrünü kısaltacağını ve sabahın ilk saatlerinde Ruslar tarafından şehit edileceğini, gelen bu manevi emre itaat eder ise ömrünün yirmi yıl uzayacağını harbi de gazi olarak bitirip evine salimen döneceğini Albay'a söylemesini istemiştir.

Savaş taktik bilgisi gibi maneviyatı da zayıf olan Albay, Sultan Abdulkadir Geylani Hazretlerinden gelen bu manevi emri tebessümle karşılamış, ciddiye almamıştır.

Efendi Hazretleri çadırına dönmüş, Albayın yaptığı yanlış savaş taktiğinden dolayı sabaha kadar uyumamış,  yeni harp taktikleri, savunma ve saldırı planları hazırlamıştır. Çünkü komutan, sabah şehit olacak, kendisi de yeniden görevi devralacaktır, hazırlıklı olmak zorundadır.

Sabahın ilk ışıkları ile Rus ordusuyla çok şiddetli harp başlamıştır. Maalesef Albay gelen manevi emre uymadığı ve yanlış harp taktikleriyle savaştığı için, kendisi ile birlikte yüzlerce askerimiz şehit düşmüştür.

Komutanın vurulup attan aşağı düştüğünü gören Efendi Hazretleri, hemen atını sürüp komutanının yanına varmış, atından inip Albayın başını kucağına alarak kendisine su içirmiştir. Komutanın söylediği son söz:

"Osman Bey nefsime uydum, senin sözlerini dinlemedim, bana hakkını helal et, gönlünü kırdım!" olmuştur. Efendi Hazretlerinden helallik diledikten sonra Albayla birlikte kelimeyi şahadet getirmişler ve Albay ruhunu Hak'ka teslim etmiştir. Komutanın şahadeti ile görevi tekrar devralan Osman Nuri Hazretleri, geceden hazırladığı harp taktiği ile harbe devam edilmiştir. Hem kaybedilen topraklar geri alınmış hem de şehit düşen askerlerimizin kanı yerde kalmamış, binlerce Rus askeri öldürülmüş ve esir alınmıştır.

Bu kutsal İslam Toprakları için makamların en yükseği olan şehitlik şerefi ile şereflenen tüm aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz!

Bu aziz vatan kâfirlerin şerrinden, Maneviyatın Sultanları'nın himmeti ve kahraman ordumuzun cansiperane mücadeleleri ile bu günlere gelmiştir. İnşallah kıyamete kadar da Anadolu toprakları bu necip ve asil Türk milletinin elinde kalacaktır!

Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu Es-Seyyid Taha Lütfi Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.

Hizirlayolculuk.com