“Osman! Bir dahaki görüşmemiz Mahşere kaldı… Muhammed Mustafa Aleyhisselamın sancağı altında görüşmek üzere… Allah'a ısmarladık” (Es-Seyyid Şah Muhammed Necmeddin ).

Seyyid-ül Beşer, Sahibüzzaman, Kutbû'l Devrân, Es-Seyyid, Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri, Divanı Harp Reisliğine atanmadan çok kısa süre önce kendisi için çok önemli olan bir veda ziyaretinde bulunmuştur.

I. Cihan Harbi tüm şiddeti ile devam ederken, Türk Milletine bu zor günlerinde destek vermek için başka milletlere mensup birçok Mümin de gönüllü olarak Anadolu’ya gelmiş ve harbe katılmışlardır. Bunların içinde Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin ikinci mürşidi, Şahı evliya, Es- Seyyid Şeyh Necmeddin Hazretleri de bulunmaktadır.

Şeyh Necmeddin Hazretleri, Şeyh Osman-ı Siraceddin Hazretlerinin torunu, Şeyh Ömer Ziyaeddin Hazretlerinin oğlu ve halifesidir. Şeyh Alâeddin ve Şeyh Bahaeddin Hazretlerinin de ağabeyidir. Şeyh Necmettin Hazretleri, babası Şeyh Ömer tarafından irşat edilmiş ve babasının vefatından sonra irşat vazifesini devralmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz kardeşlerini de Şeyh Necmettin Hazretleri irşat etmiştir. Şeyh Osman Nuri Hazretlerini irşat eden de O Yüce Sultan'dır.

Efendi Hazretleri, Şeyh Necmeddin Efendi'den bahsederken "Şah Necmeddin” diye hitap etmiştir. Allah'ın yanında çok nazlı ve kıymetli olduğunu, dilekleri Cenab-ı Hak tarafından geri çevrilmediğini, müstesna zatlardan biri olduğunu Efendi Hazretleri söylemiştir. Şeyh Osman Efendi Hazretleri; evliyaullah arasında Şeyh Necmettin Hazretlerinin Celal sıfatı ile tanınan çok yüce bir Sultan olduğunu beyan etmiştir.

İmparatorluğun çöktüğü, küffarın tüm şiddet ve nefretiyle Müslüman Türk halkını dört bir yandan kuşattığı günlerde, Şeyh Necmettin Hazretleri, bu zulme, maneviyatıyla, canıyla ve yanındaki 8000 dervişiyle birlikte Erzurum’a gelmiş, İslam Ordusu'na fiilen katılmış, Ruslarla savaşmıştır. Şark Cephesi'nin değişik bölgelerinde harp eden Şeyh Osman ve Şeyh Necmettin Hazretleri, Şeyh Necmeddin'in zahiri görüşme talebi üzerine Efendi Hazretleri, Şeyh Necmeddin'in bulunduğu bölgeye gitmiştir. Şah Necmeddin Hazretleri, Bağdat'tan dergâhı boşaltarak eli silah tutan 8000 derviş ile geldiklerini, uzun süredir burada harp ettiklerini, 8000 kişiden geriye yalnızca yedi kişinin kaldıklarını, Erzurum'un soğuğuna dayanamayarak kendisinin de zatürre hastalığına yakalandığını son bir defa dünya gözüyle görüşüp kucaklaşmak üzere kendisini yanına çağırdığını söyleyip, Efendi Hazretleri'ne sarılmıştır. Şeyh Necmettin Hazretleri:

"Osman, babam seni çok severdi. Burada son iki günümüz kaldı. Ben ve kalan arkadaşlarımız harp edemeyecek kadar hastayız. Bağdat'a döneceğiz. Bu iki günü, seninle birlikte geçirmek istedim. Ömrümüzün en güzel günlerini birlikte geçirmiştik. Yüce Mevla'nın takdiri, bizi burada da bir araya getirdi.” buyurmuştur.

Şeyh Osman Efendi, son iki gününü mürşidi Şeyh Necmeddin Hazretlerine hizmet ve hürmet ederek geçirmiştir. İki günün sonunda Şeyh Necmeddin ve arkadaşları Bağdat'a hareket hazırlığı yaparken bu iki Sultan birbirlerine son bir defa sarılarak vedalaşmışlardır. Şeyh Osman Hazretleri, Şeyh Necmeddin'in ellerini öpmüştür. Şeyh Necmeddin Hazretleri, Şeyh Osman Efendi Hazretlerine “Osman! Bir dahaki görüşmemiz Mahşere kaldı… Muhammed Mustafa Aleyhisselamın sancağı altında görüşmek üzere… Allah'a ısmarladık!” diyerek kendisinden ayrılmıştır. Şeyh Necmeddin Hazretleri, Bağdat'a vardığının ilk haftasında zatürre hastalığından dünyasını değişmiştir.

Türkiye'nin en kara günlerinde Anadolu’ya gelip canlarıyla mallarıyla savaşa iştirak eden, necip Türk milletine destek veren Mümin Bağdat halkına ve isimsiz kahramanlara, şükran ve minnet duygularımızla…

Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu Es-Seyyid Muhammed Lütfi Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.

Hizirlayolculuk.com