top of page
Gavs’ul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin Yaşam Serüveni ve Kerametleri

ŞEYH OSMAN NURİ HAZRETLERİNİN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH İLE KONUŞMASI…

"Bu gözler günde yetmiş defa Allah'ı (cc) görmezse kör olsun, bu kulaklar günde yetmiş defa Allah'ın (cc) sedasını duymazsa sağır olsun”(Gavs’ul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri).


Erzurum cephesinde, Rus ordusu ile ordumuz arasındaki çok şiddetli çatışmalar yirmi bir gün kesintisiz olarak devam etmiş ve iki tarafın mutabakatı ile harbe ara verilmiştir. Efendi Hazretleri, emir eri Amasyalı Ömer'e üç-dört saat uyuyacağını; çünkü uykusuzluktan artık gözlerinin görmediğini, yorgunluktan ayakta duramadığını söyleyip çadırını kurdurmuş ve çok önemli bir hadise olmazsa kesinlikle kaldırılmamasını emretmiştir.


Efendi Hazretleri istirahate geçmek üzere çadıra girmiş, emir eri Ömer'de çadırın önünde nöbet tutmaya başlamıştır.


Hava kapalı, kar ile karışık yağmur yağmakta Palandöken Dağları'na… Emir Eri Ömer, pür dikkat etrafı dinleyip kolaçan etmektedir. Rusların ani baskın yapma ihtimali vardır; çünkü cephe gerisinden kalabalık at nalı sesleri gelmektedir.


Emir Eri Ömer, “Acaba ne oluyor, gelenler kim?” diye merak etmektedir; ama zifiri karanlık ve yağıştan göz gözü görmemektedir.


Elli metre kala Ömer parolayı sormuş ve yaklaşırlarsa ateş edeceğini söylemiştir. Gelen atlı heyettin parolayı doğru söylemesine karşın, çadıra yaklaşmamaları yönünde kendilerini ikaz etmiştir.


Efendi Hazretleri de uykuya dalmak üzeredir; ancak zahiren o kadar yorgun ve bitkin durumdadır ki çadırın dışında olan bu olaya müdahale edememektedir.


Ömer ile, gelen heyet arasında münakaşa artarak devam etmektedir; ancak heyet, çadıra epey yaklaşmıştır.


Heyetin içinden bir tanesi: “Asker evladım, ben Cephe Kumandanıyım, komutanın Osman Nuri Bey'i kaldır! Mutlaka kendisiyle görüşmem lazım!” demesini Efendi Hazretleri duymuş ve hızla Kumandanın huzuruna çıkmaya hazırlanırken Emir Eri Ömer “Ben bu saatte Paşa falan tanımam, Kumandanım yirmi bir gündür harp ediyor!” diye karşılık verince, Efendi bu esnada çadırın önüne fırlayarak Ömer'i susturmuş ve Paşa'yı selamlayarak: “Paşam siz niye zahmet buyurdunuz, emredeydiniz ben gelirdim!” demiş.


Kara Vasıf Paşa: “Seni yanıma çağıramam; çünkü bu ziyaret askeri değil, benim şahsi bir meselem için buradayım.” Efendi aldığı askeri ve manevi terbiyesi gereği “Paşam hiç fark etmez yirmi dört saat emrinizdeyim’” deyince Kara Vasıf Paşa: “Osman Bey yoldan geldik, hem yorulduk hem de ıslandık, bizi misafir etmeyecek misin?” diye Efendi'ye sitem edince Efendi, emniyetli bir yere büyük bir çadır kurdurmuş ve Kara Vasıf Paşa ile birlikte gelen kırk kişilik heyeti, bu çadırda ağırlamıştır.


Kara Vasıf Paşa çay istemiştir. Çay demlenirken harp hakkında kısa bir malumat aldıktan sonra, Sultanımıza dönüp:


“Niçin geldiğimi sormayacak mısın?” der. “Aman Paşam estağfurullah ben emirlerinizi bekliyorum!” diye cevap verince Kara Vasıf Paşa:


“Osman Bey, bu andan itibaren benimle asker komutan arasındaki resmiyeti kaldırıp iki arkadaş gibi konuşmanı rica ediyorum.” der. Sonra çay servisi yapılıp askerler dışarı çıktıktan sonra, Şahı Evliya Şeyh Osman Efendi:


“Paşam buyurun?” diyerek geliş sebebini sormuştur. Kara Vasıf Paşa, uzun uzun Efendinin yüzüne bakıp kendini süzdükten sonra ağlayarak:


“Benim nefsim üç gündür Allah'ı inkâr ediyor, yaşım altmışı geçti, şu an ölsem bu hal üzere olduğum için imansız giderim! Allah için bana yardım et! Kendimi öldüreceğim, beni bu halden kurtar!” deyince Efendi Hazretleri, “Aman Paşam estağfurullah” diye karşılık verir. Paşa “Osman Bey durumum bundan ibaret...” der. Bunun üstüne Sultanımız Allah'ın varlığını ve birliğini ispat eden ayetler okuyunca Paşa müdahale ederek “Bunları ezbere biliyorum; çünkü ben Hafız’ul Kur’an’ım; ama nefsim bunları kabul etmiyor. Ben kâmil manada dinimi biliyorum; fakat nefsime söz geçiremiyorum!” diye tepki verince, Sultanımız rabıtaya dalmış, Mevla'dan ve Resullullahtan yardım istemiştir. Efendi'ye manen Cenabı Hakk’ın sedası ulaşmış ve Paşa ile Allah arasında olan bir kaç tane hatırasını Efendi'ye haber vermiştir, Yüce Yaradan.


Efendi Hazretleri “Paşam kusura bakma şimdi söyleyeceklerimden dolayı” diyerek söze başlamıştır.


Gelen heyet pür dikkat Efendi Hazretlerinin ağzına bakmaktadır. Paşa yeni evlendiği yıllarda, yaklaşık kırk beş yıl önce nefsinin galebe çaldığı bir anda, zevcesine, “Eğer Allah'tan başka birine tapmak serbest olsaydı, ben sana tapardım!” demiş. Bu olay kırk beş yıl önce yaşanmış. İki kişinin arasındaki sözü bilenlerden biri Kara Vasıf Paşa'nın eşi, o da rahmetli olmuş. Bu olayı bir kişi biliyor o da Kara Vasıf Paşa...


Kara Vasıf Paşa “Osman Bey sen nereden biliyorsun bunu?” diye mahcup bir ifade ile Sultanımıza sorunca “Paşam, senin nefsinin inkâr ettiği Allah (cc.) haber veriyor!” diyerek sözlerine devam etmiştir. Kara Vasıf Paşa'nın çocukluk yıllarında gördüğü, hiç unutamadığı, etkisinden kurtulamadığı bir rüyasını da Kara Vasıf Paşaya anlatmış. Paşa hayretler içinde kalıp:


"Aman Ya Rabbi! ” diye haykırmış, Sultanımızın yüzüne bakarak yüksek sesle hıçkırarak ağlamaya başlayınca Sultanımız “Paşam bunu da senin nefsinin inkâr ettiği Allah (cc) haber veriyor.” demiştir.


Kara Vasıf Paşa: " Tamam, Osman Bey, benim bu edna nefsim sustu ve isyanı kesti, beni yeniden İslam dinine davet et; çünkü isyan ile ben dinden çıktım!” demiştir.


Efendi, Kara Vasıf Paşa'yı İslam dinine yeniden davet etmiş birlikte şahadet getirmişler, sağ kulağına ezan sol kulağına kamet getirmiştir ve hemen akabinde Paşa ve birlikte gelen heyetin tamamı Tarikatı Âli'ye intisap etmişlerdir. Mevla Şeyh Osman gibi Zatlar'ı bu âleme rahmet olarak göndermiştir.


Efendi Hazretleri: "Bu gözler günde yetmiş defa Allah'ı (cc) görmezse kör olsun, bu kulaklar günde yetmiş defa Allah'ın (cc) sedasını duymazsa sağır olsun.” buyurmuştur.


Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu Es-Seyyid Muhammed Latif Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.


Hizirlayolculuk.com

© Hizirla Yolculuk 2021-2023
bottom of page