top of page
Gavs’ul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin Yaşam Serüveni ve Kerametleri

ŞEYH OSMAN NURİ HAZRETLERİNİN KARA VASIF PAŞAYA İMAM ALİ HAZRETLERİNİ GÖSTERMESİ

“Ben eskiden olsa bu sözüne kanardım; ama şimdi bu mümkün değil… Senin maneviyatını gördüm. Sen sesini İmam Ali gibi bir Sultan'a, istediğin zaman duyuran erkeksin! İstersen Erzurum'un içinden cepheye sesini duyurursun! Osman Bey, senden ayrılmak o kadar zor ki bunu kelimelerle izah etmek mümkün değil” (Kara Vasıf Paşa)…


Erzurum cephesinde, Şeyh Osman Nuri Hazretleri kısa zaman içerisinde gönüllerde öyle bir taht kuruyor ki tarifi imkânsız... Kara Vasıf Paşa ve kendisiyle birlikte gelen heyet, Efendi Hazretleri'nin maneviyatına âşık oluyorlar. Müşkülünü halleden Kara Vasıf Paşa, Efendi'den kendilerine sohbet etmesini rica ediyor. Son günlerin yoğun savaş yorgunu Pirimiz kendi istirahatini hayatının her bölümünde olduğu gibi o gece de ihmal etmiştir. Sebebi ise daha fazla kulu Hakk’a götürmektir. Osman Nuri Hazretleri, Evliyalar Sultanı, Allah'ın Aslan'ı, Pirimiz ‘in Ceddi, İmam Ali'den söz sohbet etmeye başlamıştır. Efendi Hazretleri, çok nurlu ve feyizli bir şekilde cemaate sohbet ederken, Kara Vasıf Paşa içinden “İmam Ali'yi çok sevmeme rağmen ne rüyamda gördüm ne de manevi âleminde gördüm. Belki de Mahşer gününe değin kendisini görme fırsatı bulamayacağım. Şu an görmüyorum; ama hissediyorum ki İmam Ali bu cemaate tecelli etmektedir. Ne olur ya rüyamda, ya şimdi bana cemalini göstersin.” diye Pirimize içinden yalvarıp istirham etmektedir. Efendi Hazretleri, Kara Vasıf Paşa'ya:


“Paşam, İmam Ali yarın gece rüyanıza teşrif edecek.” Deyince, Kara Vasıf Paşa cezbeye gitmiş dakikalarca o cezbe hali devam etmiştir. Paşa kendine geldiğinde, epeyce bir sessizlik olmuş ve cemaate şöyle seslenmiştir:


“Muhterem arkadaşlar ömrümde böyle güzel ve tatlı bir günüm hiç olmadı. Bu güzellikleri bize yaşatan bu yüce insana, ömrümün sonuna kadar minnettarım. Osman Bey yorgun… Kalkalım!” diye arkadaşlarına emir buyurmuştur.


Kara Vasıf Paşa’yla gelen heyet atlarına binmiştir. Askeri terbiye ve usuller gereği Paşa'nın cephe gerisine kadar yolcu edilmesi gerekiyor. Efendi Hazretleri edebi gereği ata binmemiştir, atının başını çekerek Kara Vasıf Paşa'nın yanında yürümek isteyince, Kara Vasıf Paşa:


“Osman Bey, bu kadar gündür aç, susuz, uykusuz ve yorgun olduğun halde, sen yaya yürürken, ben nasıl ata binerim arkadaşlarımla? Ya sen de atına bin ya da bizler de atlardan ineriz.” Deyince, Sultanımız:

 

“Aman Paşam olur mu öyle şey.” diye kabul etmemiştir. Kara Vasıf Paşa:


“O zaman sen de atına bin.” diye rica etmiştir. Efendi, sözün uzamasına fırsat vermeden atına binmiş ve Kara Vasıf Paşayla birlikte yola koyulmuştur.


Kafile, yolculuk esnasında sohbet devam etmiştir ve belli bir mevkie gelince Efendi Hazretleri, Kara Vasıf Paşa'ya:


“Paşam bundan sonrası emniyetli; eğer müsaade ederseniz ben cepheye döneyim. Ani bir saldırı olursa asker başsız, hezimet olur.” deyince Kara Vasıf Paşa gülerek:


“Ben eskiden olsa bu sözüne kanardım; ama şimdi bu mümkün değil. Senin maneviyatını gördüm. Sen sesini İmam Ali gibi bir Sultan'a, istediğin zaman duyuran erkeksin! İstersen Erzurum'un içinden cepheye sesini duyurursun! Osman Bey, senden ayrılmak o kadar zor ki bunu kelimelerle izah etmek mümkün değil…” diyerek, Efendi'yi ha şuraya kadar ha buraya kadar derken ta makamına kadar götürmüştür.


Birlikte bir yemek yedikten sonra Efendi'yi cepheye yolcu etmiştir. Ve son sözleri şu olmuştur: “Osman Bey iki cihanda da elini üzerimizden çekme...” 


Kara Vasıf Paşa'nın o gece rüyasına İmam Aliy-yül Mürteza teşrif etmiştir ve Kara Vasıf Paşa, o gecenin sabahı uyanır uyanmaz Hak rızası için bir kurban kestirip fakir fukaraya dağıttırmış ve üç gün de oruç tutmuştur. Özel bir kurye ile rüyasını Efendi'ye iletmiş ve Efendi'den rüyasını tabir etmesini rica etmiştir. Efendi Hazretleri rüyayı kuryeye tabir etmiş; fakat Kara Vasıf Paşa'nın rüyasını sohbetinde açıklamamıştır. Kara Vasıf Paşa bu âlemin Paşası; Şeyhlerin Şahı, Şeyh Osman Nuri (Bağdadi) ise maneviyatın Paşasıdır. Şeyh Osman Nuri Bağdadi Hazretleri; insanlığa, Yüce Allah’ın bir lütfudur...


Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu Es-Seyyid Muhammed Latif Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.


Hizirlayolculuk.com


© Hizirla Yolculuk 2021-2023
bottom of page