Gavs’ul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin Yaşam Serüveni ve Kerametleri
BİRLİKTE ÖLMEK İÇİN ALLAH’A DUA EDEN YAŞLI ÇİFTE, ŞEYH OSMAN NURİ HAZRETLERİNİN YARDIMA GELMESİ
“Halil evde yiyecek bitmek üzere, kimseden ödünç alacak durumumuz da yok; çünkü konu komşu da, bizim gibi perişan durumda. Sen has bir kulsun, dua et de çektiğimiz bu ıstıraplar ve çileler son bulsun. Yüce Yaradan her ikimizin de ruhunu aynı gün alsın ki bu dertlerden kurtulalım. Sen benden, ben senden geriye kalmayalım. Çünkü geriye kalan daha da perişan olur…”
Erzurum’da, Halil isminde ehli din, takva sahibi, mazlum, eşinden başka kimsesi kalmamış bir kul yaşamaktadır. İki oğlunu da vatana kurban vermiştir. (İki oğlu da cephede şehit olmuş) Halil Efendi; hem yaşlı hem rahatsızdır. Hanımı da kendisi gibi yaşlıdır, evlatlarının şahadetinden ötürü üzüntüden perişan bir haldedirler. Zaten o günlerde ülkenin genelinde açlık, yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar ve bununla birlikte hemen her evde bir veya iki şehit ve o şehitlerin acısı, kederi mevcuttur.
Çeşitli parazitlerden (bit) insanlar mustarip durumdadırlar. Bunun yanı sıra, kara kış ve soğuklar da dayanılamaz boyutlardadır. İki metrenin üzerinde kar yağmıştır. Halk, yakacak bulmakta güçlük çekmektedir. Muhterem insan Halil Efendi'nin evinde de acı ve yokluk derinden yaşanmaktadır. Halil Efendi, bütün bu zorlu koşullara karşın, imanı ve ihlâsı gereği kaderine razı olmuş, Hakk’a şükrederek yaşamaya devam etmiştir. Halil Efendi ile Şeyh Osman Nuri Bağdadi Hazretleri'nin bir araya gelmesine vesile olan hadise şöyle gelişmiştir. Halil Efendi'nin evinde; iki gün yetecek kadar bulgur, bir hafta yetecek kadar da un kalmıştır. Yemeğe katacak yağ vs. bulunmadığı için, bulguru haşlayıp yemekten vücutları halsiz ve bitap düşmüştür ve karı, koca verem hastasıdırlar.
Eşi, Halil Efendi'ye:
“Halil evde yiyecek bitmek üzere, kimseden ödünç alacak durumumuz da yok; çünkü konu komşu da, bizim gibi perişan durumda. Sen has bir kulsun, dua et çektiğimiz bu ıstıraplar ve çileler son bulsun. Yüce Yaradan her ikimizin de ruhunu aynı gün alsın kurtulalım. Sen benden, ben senden geriye kalmayalım. Çünkü geriye kalan daha da perişan olur.” demiş ve birlikte ağlamaya başlamışlardır. O esnada, Gavs-ûl Azam, Sultanı Evliya, Şeyh Osman Nuri Efendi Hazretleri Erzurum çarşısındadır, Halil Efendi'nin evinin yakınında bulunmaktadır. Bu ahu figan, Sultanımıza manen ulaşmıştır ve yanında bulunan emir eri Ömer'e:
“Ömer, oğul şu an iki şehidin ana ve babası çok zor durumdalar, canlarını alması için Hakk’a niyaz etmekteler.” diye buyurmuş ve adımlarını hızlı atmasını emretmiştir.
Erzurum çarşısında, Efendi Hazretleri halk ve esnaf tarafından yakinen tanınmakta, oldukça da sevilip sayılmaktadır. Efendi Hazretleri, Divanı Harp Reisliğindeki arta kalan zamanlarda, ara sıra çarşıya inip esnafa tarikatı anlatmakta, söz sohbet etmektedir. Efendi Hazretleri, bir tüccarın dükkânına dönmüş; bir eve uzun süre yetecek gıda maddesi ve temizlik için sabun vs. aldıktan sonra, diğer tüccardan da giyecek alıp hamallarla eve doğru yola çıkmışlar. Halil Efendi'nin kapısına varmışlar ve kapıyı Efendi kendisi çalmıştır. İçeriden Halil Efendi'nin eşi “Kim o?” diye seslenince, Efendi Hazretleri “Tanrı misafiri” diye seslenmiştir. Halil Efendi ve eşi, Sultanımıza kapıyı açmışlar. Karşılarında dünyalar güzeli bir subay (Binbaşı), bir er, dört tane hamal var. Yılların yorgunluğu yüzlerinden okunan karı koca şaşkınlık içinde, Şeyh Osman Efendi'nin yüzüne bakmaktadırlar. Efendi Hazretleri:
“Halil, beni size canınızı alması için biraz önce niyaz ettiğiniz Allah (cc) gönderdi. Bunlar da evinizin ve sizin ihtiyaçlarınız” dedikten sonra, Halil Efendi “Kumandan, bizim paramız yok! Nasıl öderiz bunların parasını” deyince, Sultanımız:
“Anlamadınız galiba, bunları Yüce Allah size gönderdi, ben aracıyım ve sizin kimseye borcunuz yok...”demiştir.
Efendi Hazretleri, ayaküstü kadına ve eşi Halil Efendi'ye oğullarından manen haber vermiş, ailenin geçmişinden anlatınca ev sahibi karı koca anlamışlar ki bu gelen sade subay değil aynı zamanda yüce bir Veliyullah ve Hak dostu. İçeri buyur etmişler; fakat Efendi Hazretleri girmemiştir. Ayaküstü şehit olan çocuklarını mahşer günü rahat rahat görmeleri için Mevla'nın kendilerine biraz çile ve hastalık verdiğini, kendilerinin de buna şükredip sabretmelerini tavsiye etmiş her iki hastaya da iyileşmeleri için dua okumuş.
“Yakında inşallah şifa bulacaksınız.” dedikten sonra, biraz önce ettikleri duayı Allah'ın (cc) kabul buyurduğunu, beş yıl ömürleri kaldığını, aynı gün vefat edeceklerini söyledikten sonrada kendilerinden müsaade isteyerek yanlarından ayrılmıştır.
Ertesi gün de, Emir eri Ömer ile yaşlı çifte ilaç ve yakacak göndermiştir...
Makale; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin torunu Es-Seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak tarafından, Şeyh Osman Hazretlerinin oğlu Es-Seyyid Muhammed Latif Ölmeztoprak’ın nakilleriyle kaleme alınmıştır.
Hizirlayolculuk.com