Allah’ın zatına nasıl vuslat edebiliriz? Nasıl, rical’ül gayplardan olabiliriz? Nefsimizi nasıl aşabiliriz? Fenadan, bekaya nasıl geçebiliriz? (B, Ümit)
Dünyada yaşam süren hiç kimse, geçmiş ümmetlere gelen peygamberler dâhil, Allah’ın zatına vuslat yapamaz… Olsa olsa Allah’ın sıfat tecellisine vuslat olur. Peygamber Efendimiz (sav) hariç… Bir de Gavsul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri ve hakiki gavslardan bazıları… Bu yüce evliyalar, Allah’ın zatına vuslat yapabilirler.
“Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte Tur’a gelip de rabbi onunla konuştuğunda o, “Rabbim! Bana görün; sana bakayım” dedi. Rabbi, “Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak; eğer o yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin” buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti; Mûsâ da bayılıp düştü. Kendine gelince dedi ki: “Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe ettim; ben inananların ilkiyim”( Araf Suresi,143. Ayet).
Rical’ül gayplar sınıf sınıftır: Üçler, yediler, kırklar, üç yüzler, üç yüz altmışlar, on binler ve benzeri… Üçler bitmiş, Yediler iki kişiye düşmüş, Kırklar on iki kişiye inmiştir, diğerleri de ha keza… Rical’ül gayplar Allah’ın muradıdır. Allah, kimi dilerse onu seçer. Çokça ibadet yaparak, Allah’ı çokça zikrederek rical’ül gayplar arasına girilemez.
“O, dilediğine hikmeti verir ve kime hikmet verilirse o kimse birçok hayra nail olmuş demektir. Bunu ise ancak derin kavrayış sahibi olanlar düşünüp anlarlar” (Bakara Suresi, 269. Ayet ).
Nefsin ıslahı için hakiki bir mürşide intisap edip önereceği virtleri, zikirleri düzenli olarak yapmak gerekir. Bu da sufinin yeteneği nispetinde gerçekleşir. Nefsin ıslahı, bugünden yarına olacak bir şey değil. Bir ömür, disiplinli ve kararlı bir şekilde Kuran ve sünnete bağlı kalarak, Allah’ın zikrini çokça çalışmak gerekir… Bu da, bireyin yeteneğine, yaratılışına, soy bağına bağlı olarak değişkendir.
Fena ve beka; tasavvufi yolculukta bir velayet evrenidir… Fena ve bekanın sırrına bu kavramların ne anlama geldiğini öğrenerek ulaşılamaz. Fena ve beka anlatılmaz, yaşanır. İlk önce hakiki bir mürşidi kâmil bulmalısın, o mürşidin size önereceği zikirleri yapmalısın. Yeteneğin varsa, sebat edebilirsen, günde on beş binden aşağı olmamak kaydıyla, kırk yıl boyunca Allah’ı zikredersen nefis menzillerini aşıp, fena ve bekanın hakikatine erebilirsin. Bu da zorlardan daha zordur! Dokuz yüz bin hakiki sufiden, bazen bir, bazen de iki kişi velayetin fena ve beka konağına gelip bu konakların hakikatine ulaşabilir. Beka ve fana makamına ulaşan bir sufinin de Allah katındaki unvanı şudur: Veli…
İşin en doğrusunu, yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.
Selam ve duayla…
Süreyya Hadi Ülker
Hizirlayolculuk.com