Kuranı Kerimde, Peygamber Efendimizin (s.a.v) sünnetinde, Hulefayı Raşidinin içtihadında Ashab-ı Bedir’in adlarını okumak, hastalıklardan, belalardan, musibetlerden vb. kurtulmak için bu adları şefaatçi yaparak Allah’a tevessül etmek söz konusu değildir. Böylesi muameleler, dine sonradan sokulan bidat icatlardır...

Ashab-ı Bedir’in isimlerini okumanın havas ve fazileti hakkında kimi İslam âlimleri ve mutasavvıflar kitaplar dolusu yazı yazmışlar. Ashab-ı Bedir adlarını okumayı, zamanla dinlerinin bir gereği haline getirmişler. Bu uygulamalar dahi dinde kökleşip bir ritüele dönüşmüş...

Ahir zamanda iki sınıf Mümin olur:

1.Kuran ve sünnete uyup güzel bidat, çirkin bidat ayrımı yapmaksızın bütün bidatleri reddedenler.

2.Kuran ve sünnete uyduğunu söylemekle beraber, güzel bidat adı altında Kuran’da ve sünnette yeri olmayan her türden bidat uygulamaları yapıp bunları hoş görenler…

Bizler; 1. Grupta yer alıyoruz. Güzel bidat, çirkin bidat ayrımı yapmaksızın bidatlerin her türlüsünü reddediyoruz. Ashab-ı Bedir adlarını okuyup bu adlarla Allah’a tevessül etmenin bir bidat olduğunu düşünüyoruz.

Peygamberler; ashap efendilerimizden çok daha faziletlidirler. Bunun aksini düşünen kimseler, hiç kuşkusuz, iman dairesinin dışına çıkarlar… Kuranı kerimde 25 peygamberin adı geçiyor. Bu peygamberlerin adlarını okuyarak Allah’a tevessül edilse nasıl olur? Bu dahi bidat olur… Çünkü Kuranı Kerimde, Peygamber Efendimizin s.a.v sünnetinde böylesine bir uygulama söz konusu değildir.

Önemli olan, Ashab-ı Bedir isimlerini okumak değil; Kuran ve sünnet çizgisinde kalıp Ashab-ı Bedir gibi bir hayat yaşamaktır...

Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…

Süreyya Hadi Ülker

Hizirlayolculuk.com