top of page

Dr. Münir Derman’ın yayınladığınız son yazısında, manevi kişilerin getirdiği kâğıtta “Dua için el kaldırma; yalnızca hamd için el kaldır.” Diyor. Kuran’ı Kerim Furkan suresinin 77. Ayetinde ise “De ki: “Kulluğunuz ve duanız olmasa Allah size ne diye değer versin?” buyuruluyor. Ancak Kur’an’ı kerimde “Hamdınız, şükrünüz olmazsa ne ehemmiyetiniz var?” denmiyor. Dr. Münir Derman ne demek istiyor? Furkan suresinin 77. Ayetinden ne anlamalıyız? İkisi birbiriyle çelişmiyor mu? Teşekkürler. - F, Elif Naz

Dua etmek, kesinlikle Allah’a inanmanın güçlü bir kanıtıdır. İnsanlar; yaşam serüvenlerinde pek çok sorunla karşı karşıya kalırlar. İnsanların maddi-manevi sınırsız gereksinimleri olur. Çoğu zaman bunların üstesinden gelinemez. Böylesi anlarda, güçlü ve kararlı bir şekilde Allah’a dua etmekten başka ortada hiçbir seçenek kalmaz. Dua eden kişi peşinen kabul eder ki her şey Allah’ın elindedir. Sorunları, güçlükleri yalnızca Allah giderebilir. Sorunlarla baş edememek, çaresiz bir durumda kalmak, işlerin sarpa sarması gibi olumsuzluklarla yüzleşme anları, dua etme zamanıdır. Böylesi anlarda, dua etmekten başka hiçbir seçenek ortada bulunmaz...


Dua eden kişiler, dua dileklerinin gerçekleşmesinden yana kesinlikle çok aceleci ve sabırsız davranıyorlar. Çoğunlukla da dua dileklerinin gerçekleşmediğini ön görüyorlar. Buna bağlı olarak da adeta kadere isyan ediyor, Allah’a darılıyorlar. Oysa Allah, kullarının duasına kesinlikle karşılık vermektedir. Örneğin bir kimse sevdiği bir kızla evlenebilmek için güçlü ve kararlı bir şekilde dua ediyor. Bu duayı da yıllarca sürdürüyor. Değişen hiçbir şey olmuyor. İşin sonunda o kız başka biri ile evleniyor. Dua eden kişi sinirleniyor, isyan ediyor. Kadere lanet okuyor. Öfkeli bir şekilde konserve kutularını tekmeliyor. Allah’a darılıyor. “Duam hiçbir işe yaramadı.” Diye düşünüyor. Oysa durum hiç de göründüğü gibi değildir. Allah, kullarının duasına kesinlikle icabet eder, onlara birkaç şekilde karşılık verir:


1.Dua edenin günahları bağışlanır.

2.Dua eden, sevap kazanır, derecesi artar.

3.Dua edenin başına gelebilecek felaketler kendisinden uzaklaştırılır.

4.Dua edenin ismi sabırlı kullar arasına yazılır.

5.Duada istenilen şeyin daha hayırlısı verilebilir.

6.Dua eden, samimi bir kul olarak kabul edilir.

7.Duada istenilen şey; daha hayırlısıyla sonraki bir zamanda kendisine verilebilir.


Allah’ın dua edene verdiği karşılıktan dua edenin haberi olmaz. O, yalnızca evlenmeyi düşündüğü kızı istemektedir ve bu gerçekleşmeyince de duasının kabul edilmediğini düşünmektedir. Oysa durum hiç de dua edenin sandığı gibi değildir. Buna değişik örnekler vermek mümkündür; ancak buna gerek yok… Dua bir ibadettir. Önemlin olan şey duanın sonucu değildir. Güçlü bir şekilde Allah ile gönül bağı kurup ona bir kul olarak dua etmektir. Önemli olan budur… Duada istenen gerçekleşmemişse duam kabul olunmadı, denemez...


Kuranı kerimde dua etmeye yönelik onlarca ayet var. Allah, bu ayetlerde kullarını dua etmeye teşvik ediyor. Allah’ın isimleri kullanılarak dua etmeleri öneriliyor. Bu bağlamda bir Kuran ayeti şöyledir:


“İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde aykırılığa ve inkâra sapanları bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır” Araf Suresi, 180. Ayet.


Dr. Münir Derman büyük bir velidir. Veliler, bizlerden çok farklıdırlar. Onlar kendileri için dua etmezler. Kendilerini değil, genellikle başkalarını düşünürler. Velilerin kendileri ve aileleri için ettikleri dualar çoğunlukla bir işe yaramaz. Kendini, nefsini, ailesini düşünen kişiler, veli olamazlar. Dr. Münir Derman’a gayp âleminden gelen mektubu gaybın velileri getirmişlerdir. Bu, kesinlikle ricalül gayp velilerine özgü bir tasarruftur. Veliler, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğini bilip sabretmek zorundadırlar. Allah’ın dostu olabilmek için hayır-şer ne varsa hepsini eşit karşılamak ve Allah’tan bilip sabretmek şarttır. Bu tutum; velilere özgü bir şeydir. Söz konusu velayet öğretisini deneyimlemek için Derman’ın ön gördüklerini sınamakta hiçbir sakınca yoktur. Ancak pratikte bu, oldukça zordur. Veliler, başlarına gelen belalardan dert yanmazlar. Hayrı ve şeri bir görürler… Kendilerini tümüyle Allah’a teslim ederler. Yalnızca Allah’a hamd etmek için dua ederler. Bu, bütün veliler için genel geçer bir kuraldır. Veliler, müsaade sınırları içinde sosyal hayattaki kimi insanların sorunlarından arınmaları, işlerinin yoluna girmesi vb. için güçlü ve kararlı bir şekilde dua edebilirler. Burada hiçbir sorun yoktur. Genellikle, velilerin başkalarına ettikleri dualar, çok güçlü bir şekilde karşılık bulur ve kabul edilir…


Soruda ön gördüğünüz ayette ve başka Kuran ayetlerinde, Allah, dua etmeleri için kullarını teşvik ediliyor. Allah, dua etmemizden çok hoşlanıyor. Bizler veli olmadığımız için kendimize çokça dua edebiliriz. Böyle yapmamızda hiçbir sakınca yoktur. Çünkü Allah katında bizim değerimiz, duamıza bağlıdır, bundan dolayı bizler duaya çok önem vermeliyiz, sabırla dua etmeye devam etmeliyiz. Dua nasıl yapılmalı? Allah’tan korkarak ve duanın kabul olunacağını umarak dua etmek, kesinlikle harika bir dua tutumudur. Şayet duada istediklerimiz gerçekleşmediyse, duam kabul olmadı diye düşünmemeliyiz. Allah’ın duaya nasıl karşılık verdiğini 7 madde içinde sıraladık… Belki de Rab, bu maddelerde ön görüldüğü şekilde birkaç başlıkta birden duamıza karşılık vermiş olabilir. Bizim dahi dualarımıza verilen bu karşılıktan haberimiz olmamıştır… Bunu, göz ardı etmemeliyiz, bir kul olarak, ömür boyu duaya devam etmeliyiz… Duasız geçen bir güne yazıklar olmuştur…


Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.


Süreyya Hadi Ülker

Hizirlayolculuk.com

© Hizirla Yolculuk 2021-2023
bottom of page