top of page

Ehli tarikat birinin esma, ayet ya da sure hüddamlarından hadim edinmek istemesi uygun mudur? Bu varlıklardan maddi-manevi faydalanmak caiz midir? Hüddam davetleri caiz midir? Bir ehli tarikatın havas ilmi için mürşidinden izin alması şart mı? Bir de Süreyya Hadi Ülker’in tarikat silsilesindeki evliyalardan manevi himmet almak için bir usul, yol var mıdır? Allah celle celalihu sizden ebeden razı olsun, âmin. – Y, Fatih

Türkiye’de yaşadığımız yıllarda Ferhat Saul Aaron ile birlikte bir medreseye misafirliğe gitmiştik. Medrese müdürü, bir talebesinin havas ilmine merak saldığını, hüddam davet duaları okumak istediğini söyledi… Medrese müdürü, bu konuyla ilgili Saul Aaron’dan bilgi talep etti… Talebeyi yanımıza çağırttı. Bir müddet sonra içeriye on dört, on beş yaşlarında parlak simalı, yakışıklı bir genç girdi. Diz çöküp saygıyla karşımıza oturdu… Biraz sohbetten sonra Saul Aaron, tebessüm ederek o gence şöyle bir soru sordu:


“Neden ruhanileri davet etmek istiyorsun, amacın ne?” O genç Saul’a şöyle bir yanıt verdi…


“Ruhanilerden hüddam elde edeceğim… Onlardan maddi-manevi yararlanıp İslamî cihat yapacağım.”


Saul Aaron o gence şöyle dedi:


“Havas ilmiyle uğraşmak için ilk önce havas ilminde icazetli olan bir veliden ruhsat almalısın. Onun rehberliğinde bu işi yapmalısın… Kendi kendine riyazet yapıp ruhani davet duaları okursan kâfir cinler gelirler, seni ele geçirirler. Buna bağlı olarak da cinnet geçirip akıl sağlığından olursun… Kendi başına riyazet yapıp ruhani davet duaları okumak doğru değil, bu işten vazgeç.” dedi…


Medrese müdürü bizlere izzet ikramlarda bulundu… Bir müddet sonra da Saul Aaron’la medreseden ayrıldık…


O genç, Saul Aaron’u dinlememiş… Kırk gün hayvansal gıda yemeden riyazet yapıp ruhani davet duası okumak için kendi başına halvete girmiş. Aradan beş on gün geçmeden bayan kâfir cinler o gence gözüküp başına üşüşmüşler. Kendileriyle cinsel ilişkiye girmesini, aksi takdirde kendisini öldüreceklerini söylemişler. O genç bu tablo karşısında cinnet geçirip bağırmaya başlamış. Medrese hocası, hemen o gencin yanına koşmuş… Delirmiş gibi bas bas bağırıyor… Medrese müdürü ne olup bittiğini o gence sormuş. Genç de başından geçenleri korku içinde anlatmış… Medrese müdürü, bir yakınını yanına alarak o genci Ankara’da yaşayan bir evliyanın (…) yanına götürmüş… Evliya o gence sormuş “O kâfir cinni kızlarla cinsel ilişkiye girdin mi?” Genç “Hayır.” demiş. O evliya “ Şayet o kâfir cinni kızlarla cinsel ilişkiye girseydin, kesinlikle senin kurtuluşun olmazdı.” deyip o gence dualar okumuş… Genç, bir müddet sonra kendine gelmiş… Bir daha da böyle bir iş yapmaya tövbe etmiş…


Esma, ayet, sure davet duası okumak için tarikat yolculuğunda velayeti elde etmek şarttır. Tarikat şeyhlerinin havas yoluna dâhilleri yoktur… Havas velayeti ayrı bir şeydir… Velayeti elde etmemiş bir tarikat ehli, havas duası okusa ne olur? Kâfir cinlerin eline düşer… Neden böyle olur? Çünkü veli olmayan bir kimsenin davetine esma, ayet, sure hadimleri kesinlikle icabet etmezler de ondan… Davet yapanlar, ister medrese âlimi, ister derviş olsunlar yaptıkları davetlere kesinlikle kâfir cinler gelirler… Davete gelen cinler, kendilerini evliya, veli gösterip önünde sonunda onun ayağını kaydırırlar… İslam dairesinin dışına çıkarırlar… Akıl ve ruh sağlıklarından ederler…


Ruhanileri davet duası yapmanın koşulları nedir? Diye bir sual hatıra gelebilir… Bunlardan bazıları:


  1. Tarikat sahasında, havas velayetine icazetli bir evliyanın oluruyla bu işi yapmak,

  2. Tarikat konağında veli mertebesinde bulunmak,

  3. IQ bakımından yüksek bir dehaya sahip olmak,

  4. Havas ve cifir ilmini bilmek,

  5. Burçların ilmini bilmek,

  6. Ruhani ilimleri bilmek,

  7. Saatlerin ilmini bilmek,

  8. Ulvi ve süfli hadimlerin ilmini bilmek,

  9. Buhur ve kokuların ilmini bilmek

  10. Ruhani saldırıları bertaraf edecek ilimleri bilmek,

  11. Mükemmel derecede cesur ve korkusuz olmak…


Kendilerinde bu özellikler bulunmayan kişiler, hüddam davet dualarını kesinlikle yapmamalılar. Aksi takdirde, kendisi, ailesi, çocukları zelil ve perişan olurlar… Çıldırıp delirirler, ruhsal hastalıkların elli tonuyla yüzleşirler… Bu kaçınılmaz bir son… Sizlere, havas ilmiyle uğraşmamanızı öneririz. Gerisi size kalmış bir iş…


Havas ilmi velayet ilminden bir cüzdür… Kudretli, harika bir ilimdir… Bu ilim özellikle seyyidlerin (evladı Resul) mirasıdır…


Bir zamanlar, Saul Aaron’la medrese öğrencilerinin çay davetine gitmiştik… Gece yarısı olmuştu. İçlerinden bir medrese talebesi velayet yoluyla ilgili Saul Aaron’a bir soru sordu... Soru üzerine Saul Aaron sohbete başladı… Gece saat 12.00 sularıydı… Ev, şehir merkezinde, bir apartmanın birinci katı… Dışarısı apartman bahçesi… Birden, otuz kırk kişiye yakın bir topluluk, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı... Saul Aaron hemen konuşmayı kesti… Ağlamalar artarak figana dönüştü… İçeride yediye yakın üniversiteli talebe vardı… Korkudan şoka girmişlerdi, renkleri kül gibi olmuştu… Öğrencilerden biri titrek bir sesle “ Abi, dışarıdan ağlama, figan sesleri geliyor. Bunlar kimler acaba?” diye sordu… Saul Aaron gayet sakin bir şekilde“ Onlar, mümin cinler… Sohbeti dinlemeye gelmişler, onlardan size bir zarar gelmez, korkmayın.” dedi. Öğrenciler, korkudan küçük dillerini yutup birbirlerine sarıldılar… Bir müddet sonra cinlerin ağlama ve figan sesleri kesildi…


Günlerden bir gün, davet üzerine, Saul Aaron’la Tokat’a, bir arkadaşın ziyaretine gitmiştik… Tokat’ta epeyi gezdik… Gece yarısı olmuştu, istirahat için arkadaşın evine geldik… Yatmamız için bize hazırlanan odaya geçtik… Lambalar kapalıydı… Saul Aaron, gözlerini kapamış rabıta yapıyordu. Ben de öyle… Ansızın diksiyonu mükemmel genç bir bayan sesi duydum. Hemen gözlerimi açtım… İçeride bizden başkası yoktu… Bu sesin sahibi hatifi (görünmeyen) bir ruhaniye aitti… O ses “ Essalamunaleyküm...” dedi… Saul Aaron gözlerini açıp gayet sakin bir şekilde “ Aleykümselam” dedi… Sonra da “ Kimsin?” diye sordu… “ Mümin cinni kızlardanım. Duhan suresinin hadimlerindenim.” Dedi. Saul Aaron “ Bizden isteğin nedir?” diye sordu… O ruhani kız, titrek mahcup duygusal bir ses tonuyla “Sana aşığım… Seninle evlenmek istiyorum. Sana ismimi ve sayısal şifremi vereceğim. Lütfen bu söylediğim bilgileri bir kâğıda not edin…” Dedi… Saul Aaron bana, “Bir kalem kâğıt al, söylediklerini yaz.” Dedi… O ruhani kız “Benim ismim (…) ,Sayısal şifrem (…) İsmimi ve sayısal şifremi, safran-misk karışımı bir mürekkeple temiz bir kâğıda yaz. Sonra da Duhan suresini 72 defa oku… Allah’ın izniyle cisimleşip yanına geleceğim, seninle evleneceğim…” dedi… Saul Aaron “ Selametle git…” dedi… Cinni kız “ Es selamünaleyküm.” Deyip gitti…


Aradan epeyi bir zaman geçmişti… Saul Aaron’a “ Duhan suresinin hadimi olan ruhani kızı çağırdın mı?” diye sordum… “Hayır.” Dedi… “Onunla, anladığımız manada evlenmek mümkün mü?” dedim. “ Evet.” Dedi… “Onların güzelliği nasıl?” Diye sordum. “Kâinat güzellik yarışmasında birinci olan kızlar, ruhani kızların güzelliğinin yanında doksan yaşındaki bir nine gibi kalırlar…” Dedi… Merakımdan tekrar sordum “Ruhani kızlarla, eşler arasındaki gibi cinsel ilişki yaşanır mı?” dedim. Saul “ Evet. Yaşanır… Kendi buutlarından dünya buutuna geçip cisimleşirler. Ancak onu; yalnızca eşi görür, başkası görmez. Somut olarak, dünyadaki eşler arasındaki cinsel ilişkinin aynısı onlarla da yaşanır… Hatta çocukları dahi olur… Ama bu çocuklar, cinni buutta kalırlar, dünya hayatında değil…” Dedi…


Bir zaman sonra; Saul Aaron, Duhan suresinin sure bekçisini çağırma bilgilerinin yazılı olduğu kâğıdı yakıp yok etti, onunla evlenmeye tevessül etmedi…


Tarikat berzahında silsile Âlemlerin Rabbi olan Allah’a bağlı nurani bir hattır. Her tarikat ehli, kendi silsilesiyle Allah’a vasıl olur… Bir silsilenin başka bir silsileye dahli olmaz… Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun, Saul Aaron’la mükemmel ötesi bir silsileye sahibiz… Başka tarikatların sufileri, bizim silsilemizdeki evliyalardan istifade edemezler… Bizler de diğer tarikatların silsilesinden istifade edemeyiz… Ricalül gayp velileri hariç… Her gül, kendi bahçesinde güzel…


Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…


Süreyya Hadi Ülker

Hizirlayolculuk.com

© Hizirla Yolculuk 2021-2023
bottom of page