İslam dünyasındaki medreselerde, dergâhlarda “Kadınlar eşlerinin kaburga kemiğinden yaratılmıştır.” Düşüncesi, dillendiriliyor. Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu; Sahihi Buhari hadis kitabında yer alan söz konusu hadisten hareketle kadınların eşlerinin kaburga kemiğinden yaratıldığını ön görerek şöyle diyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hz. Havva'nın yaratılışını özetle şöyle anlatıyor: "Kadınlar hakkında iyiyi tavsiye ediniz. İyi davranın. Şüphesiz kadın eğe kemiğinden yaratıldı. Sen (illaki kadın sana uysun diye) kendine göre düzeltmeye kalkışma kırarsın. (Buhari, 3331; Müslim,1468) Bu hadis kadınların yaratılışını anlatırken aynı zamanda ince, kırılgan, nazik ve nazenin olduğuna da işaret edip onları kırmamaya bir çağırıdır. Zira hadiste bu kemiğin kırılgan olduğuna da dikkat çekiyor. Bu ifadeler kadının erkekle bir vücut olduğunu belirtirken onları rencide etmemeye, şiddet göstermemeye ve onları kendimize benzetmemeye davet ediyor. İmam Nevevi, İbn Teymiyye ve diğer âlimlerin çoğu aynı kanaattedir. Havva’nın Âdem’in eğe kemiğinden yaratılışı; kadını rencide eden bir olgu değil, bilakis kadın ve erkeğin aynı özden olduğuna işaret edip kadını kendi boyunduruğumuza almamamız gerektiğini anlatan bir uyarıdır. Eğe kemiği, insan vücudunu taşıyan ve yürümesini sağlayan kemiktir. Dengeyi, doğru adım atmayı sağlayan bu kemiğe vurgu yapılması; kadına verilen hayati öneme dikkat çekmek içindir.” Diyor. Sorum şu: Kadınların eşlerinin kaburga kemiğinden yaratılması Kuran hakikatiyle bağdaşıyor mu? Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Teşekkürler. -U, Dr. Çiğdem Nilüfer
Yüce kitabımız Kuranı Kerim, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir ve kesinlikle de Allah tarafından korunmaktadır. Kuranı Kerimde; ne bir harf eksiktir ne de bir harf fazladır… Allah, Peygamber Efendimize, Kuranı Kerimi nasıl indirdiyse günümüzdeki Kuranı Kerim de aynıdır. Bunun aksini iddia edenler; hiç kuşkusuz ki kâfir olurlar… Hadisi şerifler, Allah tarafından kesinlikle korunmamıştır. Binlerce uydurulmuş hadis buna bir örnek… Pek çok İslam âlimi, Sahihi Buhari’deki hadisleri Kuranı Kerim ayetleri gibi görüp çok büyük vartaya düşüyorlar.
Söz konusu hadisin ravisi, Süfyân b. Uyeyne’dir. Süfyan b. Uyeyne’nin naklettiği hadis, gerçeklikten kopuk ve uydurmadır. Süfyan b. Uyeyne; Tahrif olmuş Tevrat’taki hikâyeden etkilenerek söz konusu hadisi, maksadına aykırı bir şekilde değiştirerek kendi yorumunu katmış… Zira aynı hadisi şerifi rivayet eden diğer bir ravi, Ebû Üsâme el-Kûfî (ö. 201/817) söz konusu hadisi “Kadın kaburga kemiği gibidir.” Şeklinde doğru bir şekilde nakletmiş. Bu hadiste anlatılmak istenen “Kadınlar, hassas, kırılgan, nazik fıtratlı yaratılmışlar, onları düzeltmeye çalışmayın, aksi takdirde kırılıp incinirler.” Anlamındadır…
İnsanın hakikati üç unsurlu bir birleşimdir: Cisim, ruh, nefis… Âlemlerin Rabbi olan Allah, insanları başlangıçta tek bir nefisten yaratmıştır. Söz konusu nefis bir cisim değil, soyut bir olgudur. Kadınlar da aynı cins ve türdeki soyut nefisten yaratılmışlar. Kıyamet gününe kadar, dünyaya gelecek olan kadın ve erkeklerin nefisleri “ol” emriyle yaratılmışlar ve dünyaya gelmek için de sıralarını beklemekteler…
Söz konusu nefis, olanca gücüyle kötülüğü emreden ve soyut bir olgu olan nefisten başka bir şey değil… Süfyan b. Uyeyne, söz konusu hadisi, Kuranı Kerime tümüyle aykırı bir şekilde, hadisin özünü değişerek rivayet etmiştir. Bu konuda, Allah’ın indirdiği ayetler nettir ve ortadadır… Kim ki Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği Kuranın beyanı dışında bir hüküm ortaya koyuyorsa o kişi hiç kuşku yok ki kâfirlerden olur. Onlara inanalar da kendileriyle aynı kaderi paylaşıp Cehennemi boylarlar…
Bin yıllardan bu yana kimi İslam âlimleri; uydurma bir hadisten hareketle, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi kadınların erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığını söyleyip duruyorlar. Ve bu mollalara, şeyhlere tabii olmuş yüz milyonlarca kişi de, bu bozuk itikatla onlarla birlikte konup göçüyor. Kadınların; eşlerinin kaburga kemiğinden yaratıldığını ön görmek, Allah’ın indirdiği Kuran buyruğuna iftira atmaktır, heva ve heveslerine göre yeni bir din algısı icat etmektir. Hesap günü; böylesi kimseler hakkında, hüküm verecek olan da Allah’tır. İnsanın yaratılışıyla ilgili elliyi aşkın ayet var. Kuranı Kerimde bir tek ayet gösteremezsiniz ki kadınlar, erkeklerin kaburga kemiğinden yaratıldığını ön görmüş olsun…
Kimi İslam âlimleri de, evlere şenlik türünden, her bayanın kendi eşinin nefsinden yaratıldığını söylemekteler. Bu fikir, ötekine göre biraz daha eli ayağı düzgün; ancak böylesi bir düşünce dahi tümüyle akıl tutulması olup gerçeklikle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır… Dünya kurulalı beri, trilyonlarca insan gelip geçmiş… En az bir milyar insan, hiç evlenemeden bu dünyadan konup göçmüş… Yani evlenmek, kendilerine kader olmamış… Böyle düşünen kimi İslam âlimlerine sormak gerekir: “Hani her bayan kendi eşinin nefsinden yaratılmıştı?” Evlenemeden bu dünyadan göçüp gitmiş milyarlarca insanın eşleri nerede? Yok!
Kadın olsun, erkek olsun, başlangıçta tümü de tek bir nefisten yaratılmıştır. Evlenip gönül huzuru bulsunlar diye de söz konusu nefisler, dişi ve erkek olarak yaratılmışlardır. Bu manada bir ayet:
“Allah, sizi başlangıçta tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle ünsiyet edip gönül huzuru bulacağı eşini de aynı cins ve mahiyetten var etti. İnsan nesli bu ikisinden türeyip çoğalarak bugüne kadar sürüp geldi. Bilindiği üzere erkek eşine yaklaşınca, eşi hafif bir yük yüklenip hamile kalır ve onu karnında bir müddet taşır. Nihâyet hamileliği ağırlaşınca, eşler birlikte, bir endişe ve telaşla Rableri olan Allah’a yönelerek: “Eğer bize eli ayağı düzgün kusursuz bir çocuk verirsen, yemin olsun ki, biz de karşılığında şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.”- A'râf suresi, 189. Ayet
Tahrif edilmiş Tevrat’ta; kadının, erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına dair uydurma bir hikâye var:
“Âdem`in yalnız kalması iyi değil, Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.” diyen Tanrı, hepsini topraktan yarattığı bütün hayvanları, kuşları isim vermesi için Âdem’e getirir. Âdem onlara isim verir; ama içlerinden hiçbiri ona uygun bir yardımcı olamaz (Yaratılış 2/9-20). Bunun üzerine Tanrı Âdem`e derin bir uyku verir. Âdem uyurken, Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapatır. Âdem`den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem`e getirir. Bu dördüncü yaratılış ifadesine göre Âdem, “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir. Ona kadın (İbranice:işşa) denilecek, Çünkü o adamdan (İbranice:iş) alındı.”der (Yaratılış 2/21-23). Tevrat’ın insanın ve kadının yaratılışıyla ilgili olarak anlattığı hikâye budur.
Tahrif edilmiş Tevrat’taki; kadının, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılışına yönelik bu hikâye, Hıristiyan ve İslâm dünyasına sıçramış. Nitekim Hıristiyan kutsal kitabı Yeni Ahit’te Pavlus’un mektuplarında kadının erkekten yaratıldığı ifade edilmektedir (1. Korintliler 11/8; 1. Timetos 2/13). Bununla birlikte İncillerde “Başlangıçta Tanrı insanı erkek ve dişi olarak yarattı” (Matta 10/7-8; Markos 10/9) ifadeleri ile Tevrat’ın yaratılış öykülerinden ilkine de gönderme yapılmaktadır. İslâm’da ise, Kur’an’ın yaratılışı anlattığı hiçbir ayette, böyle bir beyan olmamasına karşın; bazı uydurma hadis ve tefsir literatüründe kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına yönelik ifadelere sıklıkla rastlanmaktadır.
Hadis ravilerinden Ebû Üsâme el-Kûfî (ö. 201/817) söz konusu hadisi “Kadın, kaburga kemiği gibidir.” Şeklinde doğru olarak aktarmıştır. Bu hadis, Kuran gerçekliğine tamamen uygundur.
Kuranı Kerimde; kadınların, erkelerin kaburga kemiğinden yaratıldığını ön gören hiçbir ayet bulunmamaktadır. Aksine; Kuran Ayetlerinde sıklıkla; kadın-erkeğin bir nefisten yaratıldığı zikrediliyor…
Bir Müslüman düşünün ki Allah’ın indirdiği Kuranı Kerime iman etmeyi bir kenara itip Kuran ayetlerine iman etmeden yana kimi tereddütler yaşıyor… Aynı Müslüman, Süfyân b. Uyeyne’nin tahrif edilmiş Tevrat’taki hikâyeden devşirerek hadisi şerif diye uydurduğuna iman ediyor… Bir kimse ki “Kadın-erkek başlangıçta bir nefisten yaratılmıştır.” Kuran ayetini bir kenara bırakıp; “Hayır, kadınlar, eşlerinin kaburga kemiğinden yaratılmıştır.” diyor ve buna iman ediyorsa böylesi kimseler kâfir olurlar ve ebedi cehennemi boylarlar…
Süfyân b. Uyeyne’nin Tevrat’taki hikâyeden esinlenerek rivayet ettiği hadis, uydurmadır, Peygamber efendimize iftiradır. Bin yıllardan bu yana; söz konusu uydurma hadise iman ederek küfrü boylayan milyonlarca insan olmuş. Buna hadisi şerifi rivayet eden Süfyan b Uyeyne’de dâhildir… Din gününde böyleleri hakkında hüküm verecek olan da Allah’tır… Bu konuda; Müslümanlara önerim, kimi uydurma hadislere inanmak yerine, Kuranı Kerim ayetlerine iman etmelerdir.
Nefis, bir sınav sorusudur… Olanca gücüyle kötülüğü emreder… Bayan-erkekte; cin ve şeytanda nefis vardır. Yani nefis taşıyan, sınavla mükellef olan tek varlık, insan değildir. Nefisin yedi mertebesi vardır: Emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, raziye, marziyye ve kâmile.
İslam’ın emirlerine uyup nefsi tezkiye etmek cinlerin ve insanların üzerine farz gibidir… Bir erkekle- bayan evlenip ilişki yaşarlarsa ve bayan hamile kalırsa Allah’ın emriyle o bebeğe ruh üflenir ve ayrıca nefis de enerji bedenine yerleştirilir. Ruh ve nefis, Allah’ın emriyle Âlemi Emirden anne karnındaki bebeğe getirilir. Bir insan öldüğünde “ruh”, “Allah’a gider, cisim toprakta kalır, nefis ise berzah âlemine, yani kabre gider…
Nefis, kaburga kemiği değildir, olanca gücüyle kötülüğü emreden ruhani bir özdür… Kaburga kemiği nefis olmadığı halde nasıl oluyor da kadın, eşinin kaburga kemiğinden yaratılıyor? Tam bir akıl tutulması!
“Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, rabbimin acıyıp koruması dışında, daima olanca gücüyle kötülüğü emreder; şüphesiz rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.”- Yusuf suresi, 53. Ayet
Kıyametten sonra Âlemlerin Rabbi olan Allah; her insanı kendi atomundan yeniden yaratır, berzahtaki nefis de bu bedene giydirilir… Herkes cisimleşmiş olarak Mahşer meydanında hazır bekler… Hesaplar görülür. Cennetlikler Cennete; Cehennemlikler de Cehenneme giderler…
Buhari, Müslim, Tirmizide yer alan söz konusu hadisi şerif, aşağıdaki gibidir. Bu haliyle söz konusu hadisi şerif Kuranı Kerime tamamen aykırıdır. Hadisi şerifin aslında “gibidir” edatı var… Bu edat, hadisten çıkarıldığı için Kuranı Kerime aykırı bir mana ortaya çıkmış… Hadisi şerifteki ayraç içine (gibidir.) edatı getirildiğinde; bu hadisi şerif, Kuran hakikatiyle tamamen örtüşüyor. Sorun; hadiste değildir, hadisi şeriften (gibidir) edatını çıkarıp tahrif edilmiş Tevrat’taki hikâyeyi buna ekleyenlerdedir…
"Kadınlar hakkında hayır tavsiye ediniz. Çünkü kadın, eğri kaburga kemiğinden yaratılmış.(gibidir.) Kaburga kemiğinin en eğri tarafı, en üst tarafıdır. Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın, hali üzerinde bırakırsan öyle kalır.” 1.,2.,3.
Kadınların, eşlerinin kaburga kemiğinden yaratılmış olduğu fikri, Kuran’a, Allah’ın indirdiği dine savaş açıp iftira atmaktır. Kuranı kerim ve hadis kıyaslamasında; kimi mollalar, şeyh efendiler hadisi yeğleyip Allah’ın indirdiği Kuranı adeta yok sayıyorlar ve yıllardan beri de bu alışkanlıklarını sürdürüyorlar… Onlara talebe olduklarını söyleyen milyonlarca insan da, sürü psikolojisiyle kendilerini takip ediyorlar… O mollalara ve şeyh efendilere bir sual:
“Josef, Hristiyan bir gençtir… 35 yaşındadır. İş yerinde Maria ile tanışır… Maria 25 yaşındadır. Evlenirler. Bir sene sonra boşanırlar… Her ikisi de başkalarıyla evlenirler. Onlardan da boşanırlar… Aile hayatının kendilerine göre bir şey olmadığını düşünüp bekâr yaşamaya karar verirler… Josef, 25 yaşındayken eşi Maria dünyaya yeni gelmiştir. Suphanallah, Josef’in kaburga kemiğinden Maria nasıl yaratılmış olsun? Bunun mantığı var mı? İkisi de boşanıp tekrar evlendiklerine göre, Maria yeni eşinin de mi kaburga kemiğinden yaratılmış oldu? İşin sonunda ikisi de boşanıp bekâr yaşadıkları için, Maria kimin kaburga kemiğinden yaratılmış?
Dünya kurulalı beri milyarlarca insan, çocuk; genç yaşta evlenemeden ölüp gitmişler; milyarlarca insan kader olmadığı için bekâr olarak yaşayıp bekâr olarak ölüp gitmek zorunda kalmış... Kendilerine evlenmek nasip olmayan bayanlar; acaba kimlerin kaburga kemiğinden yaratılmışlar? Hani kadınlar, eşlerinin kaburga kemiğinden yaratılıyorlardı?
Kimi konularda maalesef İslam dünyası Kuranı Kerime mesafeli yaklaşıyor, böylelerinin zanlarına göre Sahihi Buhari yüzde yüz korunmuştur ve oradaki hadisler kesinlikle doğrudur… Oysa Sahihi Buhari korunmamıştır… İçinde de pek çok uydurma hadis bulunmaktadır… Tıpkı kadınların, erkeklerin kaburga kemiğinden yaratıldığını ön gören hadis gibi… Korunan tek bir kitap vardır: Kuranı Kerim…
Sahih hadisler, Kuran’la kesinlikle çelişmezler ve bu hadisler ümmeti aydınlatan bir güneş gibidir. Söz konusu sahih hadisler olmaksızın İslam’ı anlamak kesinlikle mümkün değildir!
Sahihi Buhari’deki uydurma hadislere örnek mi istiyorsunuz? İşte birkaç örnek...
Kertenkeleyi bir vuruşta öldürene 100 sevap vardır. Çünkü kertenkele, Hz. İbrahim ateşe atılınca diğer hayvanlar gibi su taşımayıp yanmasını istediği için ateşe üflemiştir. Bu yüzden kertenkele fasıktır''- Buhari, 7/3150; Müslim, 2240/ 147.
“Amr ibn Meymûn şöyle demiş: Ben Cahiliyet devrinde zina etmiş olan bir maymunun üzerine birçok maymunların toplanmış olduklarını gördüm. Maymunlar o zina eden maymunu recm ettiler. Ben de o maymunlar topluluğunun beraberinde zina eden maymuna taş attım" – Buhari, 63; Menakibul ensar, 26/68.
Sahihi Buhari’de, Kuranı Kerimindeki recm ayetlerinin eksik olduğunu, söz konusu ayetleri keçinin yediğini ön gören uydurma beyanlar var… Bir Müslüman; Sahihi Buhari’de ön görüldüğü gibi recm ayetinin Kuranı Kerimde var olduğunu; ancak bunu keçilerin yediğini, bu nedenle söz konusu ayetin Kuranı Kerime girmediğini düşünürse ne olur? Haza kâfir olur! Sorgusuz sualsiz cehennemi boylar… Suçu ne? Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği ve muhafaza ettiği Kuranı Kerime iftira atmak, heva ve hevesine göre ayet uydurmak… Sahihi Buhari’deki söz konusu uydurma rivayetlere iman eden bir Müslüman, delaleti boylayarak kâfirlerden olur ve ebedi olarak Cehennemi boylar…
"Eğer insanların "Ömer Allah’ın kitabında artırma yaptı" demeleri olmasaydı ben muhakkak recm ayetini kendi elimle Mushaf’a yazardım" –Buhari, 94/Kitabul Ahkâm, Bab 21, No:31.
“Uzun zaman sonra ''Allah'ın kitabında recm ayeti bulamıyoruz'' diyerek Allah'ın indirdiği farzı terk etmenizden korkarım. Evli olduğu, delil olduğu, itiraf olduğu zaman kadına ve erkeğe recm haktır. Vallahi insanlar ''Ömer Allah'ın kitabına ilave yaptı'' demeyecek olsaydı recm ayetini de yazardım”- Buhari, 87 Muharibin 15, No: 25.
Sahihi Buhari’de, haşa, Allah’ın zaman olduğunu ön gördürüp insanı küfre götüren başka bir uydurma hadis örneği:
“Allah, zamandır”- Buhari, Edep 101.
Sahihi Buhari’de, Acve hurmasıyla ilgili bir tüccarın uydurduğu hadis…
“Kim sabah 7 acve hurması yerse geceye kadar ona zehir ve sihir tesir etmez" -Buhârî, Et’ıme 43, Tıb 52, 56; Müslim, Eşribe 155.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün; ancak gereksiz… Cenabı Allah, bütün inanan Müminlere; Kuran ve sünnet çizgisinde, bidatsız, hurafesiz; arı duru bir İslam’ı yaşamayı nasip etsin, amin.
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.
Süreyya Hadi Ülker
Hizirlayolculuk.com
Kaynakça
1.Buharî, Nikâh 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikâk 23
2.Müslim, Radâ 65, (1468)
3.Tirmizî, Talâk 12, (1188)