Bu yola gönül vermiş arkadaşlarınızdan olup, arkadaşımla beraber sitenizdeki en son röportajı okumuş bulunmaktayız. Biz bu yola, bir şekilde dâhil olmuştuk. Lakin röportajda anlatılanlardan etkilenerek bir soru sormak hâsıl oldu. Ben ve arkadaşım, çavuş olduklarından emin olmadığımız kişilerden yıllar önce tespih almıştık. Ama şu an içimizde bir şüphe meydana geldi. Sizlerden ricamız, Malatya’da bizim tespihimizi tazeleyebileceğimiz bir çavuş bulunuyorsa bizleri yönlendirmeniz olacaktır. (A, Serkan)
Siteye gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkürler. Sorunuzu; sitemizde, Şeyh Osman Nuri, Şeyh Ali Kara Hazretlerinin tarikatıyla ilgili olan değerli dostumuza ilettim. Sorunuza şöyle yanıt verildi.
“On iki hak tarikatın tümünde de el vermeyle yetkili olan guruplar şunlardır. Mürşit, halife, vekil. Herhangi bir tarikata intisap etmiş bir derviş, kendi eşine, çocuklarına ya da arkadaşlarına tarikat tespihi veremez. Şayet el vermeye yetkisi olmayan bir derviş, herhangi birine tarikat dersi vermişse, bu yok hükmündedir. Bu yolla, kesinlikle de tarikata intisap mümkün değil… İstediğiniz kadar tarikat tespihinizi yapın, zikir halkalarına katılın, çokça Allah’ı zikredin ve o yolun mürşitlerini sevin, değişen hiçbir şey olmaz. Tarikata intisabınız yok hükmündedir. Böylesi bir durumda; yolun manevi ihsanlarından, ilahi yardımlardan, mürşitlerin manevi tasarrufundan yararlanmanız mümkün değildir. Bütün tarikatlarda işler böyle yürür… Nasıl ki bir tarikata intisap etmeden önce, gerçek bir mürşit aranıyorsa, aynen öyle de, herhangi bir sufinin tarikata el vermeden yana yetkisi var mı yok mu bunu iyice araştırmak gerekir. Şeyh Ali Hazretlerinin tarikatında ön plana çıkan sorun şu: Biat vermeye yetkisi olmayan dervişlerin tarikat dersi vermeleri… Derviş, bir başkasına, eşine, ailesine, dostuna tarikat dersi veremez. Bu, yalnızca bu tarikata özgü bir durum değil. Bütün hak tarikatlarda, biat vermeden yana işler böyle yürüyor. Şu an itibarıyla, Şeyh Ali Hazretlerinin yolunda en az on bin kişi, yetkisiz kişilerden el almış. Türbelere gidiyorlar, düzenli olarak tespihlerini yapıyorlar, zikir halkalarına katılıyorlar. Sorun şu ki, bu kişiler ne kadar samimi olurlarsa olsunlar, böylelerinin tarikata intisapları yok hükmündedir.
Şeyh Ali Hazretlerinin tarikatında el vermeye yetkili olan kişiler şunlardır: Şeyh Ali Hazretlerinin çavuşları ve Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin tarikata intisap etmiş olan seyyid torunları. Bir de seyyidlerin el vermekle görevlendirdikleri kişiler… Bunun dışında Şeyh Ali Hazretlerinin tarikatına intisap etmiş bütün sufilerin biatları yok hükmündedir.
Varsayalım ki hakiki bir vekilden el aldınız; ancak altı ayı aşacak şekilde – bir hastalık olmadan- tespihi yapmadınız. Bu durumda dahi, dervişlik kaydınız silinir, yok hükmünde olur. Her iki durumda da tarikatta ders vermeye yetkisi olan kişilerden el almanız önerilir.
Bizler sizlerden çok uzaklardayız, yurtdışında yaşıyoruz. Türkiye’de kimler çavuştur, nerde yaşarlar? Hiçbir fikre sahip değiliz. Yerinizde olsam, Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin seyyid torunlarını arayıp bulurdum ve kendilerinden el alırdım. Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin seyyid torunlarından el almak, iki cihanda da hidayete mühim bir vesiledir. Bu manada bir hadis:
“Ehli beytimi ve ashabımı çok sevenin, Sırat köprüsünde ayağı kaymaz” (Hadis, Deylemi, İ. Adiy).”
Umarım, her şey gönlünüzce olur…
Selam ve duayla…
Site Editörü
Hizirlayolculuk.com