Selamun Aleyküm. Öncelikle böyle bir sayfa oluşturduğunuz için Allah sizlerden razı olsun, Rabbim faydalanmayı nasip etsin. Size bir sorum olacaktı. Evlenmeye karar verdiğim kişiyle ayrıldık, süreçte benim de yanlış tavırlarım, yanlış anlaşılmalarım vardı, telafi edeyim, oturup konuşalım, dedim; ama kabul edilmedi. Üzerinden aylar geçti, halen o kişiye karşı duygular beslemekteyim. Ne yapmam gerekiyor, nasıl hareket etmem gerekiyor?, bilmiyorum… Bana bu konuda yardımcı olur musunuz, nasıl dua etmeliyim? Şimdiden teşekkür ederim. Allah razı olsun. - Esra
Âlemlerin Rabbi olan Allah, bu hayatta birçok şeyi sınav vesilesi kılmış. Aşk da bunlardan biri… Sınavlar içinde belki de en tehlikelisi… Çünkü etkisi, ömür boyu sürmekte… Dünyada; aşk sınavına tabii tutulmamış bir insan neredeyse yok gibi… Buna, peygamberler de dâhil…
Bütün sevgiler, aşklar; El Vedüd esmasından birer yansımadır. Vedüd esması; sonsuz sevginin, aşkın tek kaynağı… Aşk, anlatılması olanaksız olan; yalnızca yaşanan bir his ve duygu durumu… Vedüd esmasından yansıyan aşk tecellisi, derece derece olur. Bazen çok şiddetli, bazen de orta ölçekli… Halk arasında, aşk için söylenen yaygın bir söylem vardır: “Aşkın dini imanı yoktur!” Gerçekten de öyle…
Bir insanda şiddetli aşk tecellisi açığa çıkınca, aşk, aklı hükmü altına alıp devre dışı bırakır. Akıl devre dışı kalınca da günaha girmek kaçınılmaz bir son olur… Şiddetli aşk tecellisine maruz kalan biri, çok dindar bir kimse dahi olsa, günahlara batması kaçınılmaz bir son olur.
Şiddetli aşk tecellisi; kesinlikle din-iman tanımaz… Yusuf Kısası buna bir örnek… Yusuf aleyhi selam; olağanüstü güzellikte bir simaya sahipti… Evli bir bayan olan Züleyha; Yusuf peygamberi görür görmez kendisine delice âşık oldu ve bu aşka bağlı olarak da Yusuf Peygamberi, cinsel ilişki yaşamaya davet etti… Züleyha neden böyle yaptı? Aşkın dini imanı olmadığı için tabii ki de…
“Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murat almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: “İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki: "Allah'a sığınırım. Çünkü o benim Efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Gerçek şu ki, zalimler kurtuluşa ermez…" -Yusuf Suresi, 23. Ayet
Züleyha’da; Vedüd esmasına bağlı olarak çok şiddetli bir aşk tecellisi açığa çıkmıştı, gözü aşktan başka bir şey görmüyordu, zina etmek için de son derce istekliydi… Peygamber olmasına karşın, Yusuf Aleyhi selam dahi bu aşka bağlı olarak Züleyha’ya ilgi duymuştu… Şayet; Âlemlerin Rabbi olan Allah, Yusuf peygambere “burhan” göstermeseydi, Yusuf peygamberin zina etmesi kaçınılmaz bir son olurdu…
“Andolsun, kadın onu arzulamıştı, Yusuf da onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için ona burhan gösterdik. Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.” -Yusuf Suresi, 24. Ayet
Kuranda zikredilen Züleyha- Yusuf aşkı; El-Vedüd esmasının şiddetli aşk tecellisine bağlı olarak ortaya çıkan bir sınav örneği… Yani kulların başına da böylesi sınavların geleceğine gaybi bir işaret… Ayrıca Züleyha- Yusuf aşkı; aşkın din-iman tanımazlığının da çok güzel bir örneği…
El-Vedüd esmasından açığa çıkan aşk tecellisi, hiçbir zaman ayrılıkla sonlanmaz… İsterse her iki taraf da başka kimselerle evlenmiş olsunlar ya da ayrılsınlar, değişen hiçbir şey olmaz… Bir sınav sorusu olan aşk; kalpten kolay kolay silinmez, bazen on yıl, bazen yirmi yıl, bazen de bir ömür sürer… Bunun adı da aşkın unutulmazlığı…
Evlilik amacıyla biriyle görüşmüşsünüz… O kişiyle, aşka bağlı bir süreç yaşamışsınız… Sonra da kimi nedenlerle ayrılmışsınız… Anlatımınıza göre, bu ayrılıkta da karşılıklı hatalar olmuş… Aşkın unutulmazlık yasası gereğince de doğal olarak o kimseyi unutamamışsınız… Yeniden bir araya gelme çabalarınıza da karşılık verilmemiş… Bu durumda ne yapılabilir? Tabii ki de birçok şey…
Genellikle; El- Vedüd aşk esmasına; Allah’ın Mani’u esması eşlik eder… Mani’u esması, engel olma tecellisine sahiptir… Kalpte sızı bütün aşkların katili, kesinlikle Mani’u esmasıdır… Mani’u esması tecelli edince; kavuşmak, kesinlikle olanaksız… Bu esma; ya âşık olan kişilerin hislerini değiştirir ya da sosyal çevreden, aileden birilerini engel olarak aşkın tam karşısına diker… Bu engeli aşmak da kesinlikle olanaksız olur… Ya annesi, ya babası, ya kardeşi; ya da sosyal çevreden birileri bir anıt gibi aşkın önüne dikilirler ve evlenmeye karşı çıkarlar. Bu olmadı mı? Bu defa da Maniu esması, âşık olanlardan birine tecelli edip onu aşktan soğutur, buna bağlı olarak da ayrılık kaçınılmaz bir son olur… Bu durumun adı: Bütün aşklar Vedüd esmasıyla başlar; Mani’u esmasıyla da böyle biterdir… Dünyada hüküm süren aşkların alınyazısı maalesef bu… Böylesi bir durumda ne yapmak gerekir? Elden gelen her şey yapılmışsa sabra çekilmek en güzeli… Size sabrı tavsiye ederiz… Çünkü, böylesi durumlarda, kavuşmak için ne kadar çaba gösterilse de karşılığı hep hayal kırıklığı olur… Üzerine gidildikçe de işler iyice çetrefilleşir ve çözümsüz sorunlar yumağına dönüşür…
Aşkların önündeki engellerde, kesinlikle ilahi sırlar saklıdır… Belki de her ikinizin kaderi başka birinde, belki de çok istediğiniz o kimse sizin hakkınıza hayırlı değil ve buna benzer daha yüzlerce şey…
“Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde sizin için hayır, yine olur ki hoşunuza giden bir şeyde de sizin için şer vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz…” - Bakara Suresi 216. Ayet
Böylesi bir durumda nasıl sabretmeli? Gizemli ricalül gayp velileri üzerinden bunu örneklendirelim. Böylesi durumlarda o gizemli veliler şöyle sabrederler: Birinci adımda karşıdaki kişiyle her türden iletişimi sonlandırırlar… Onları kesinlikle arayıp sormazlar ve kesinlikle de onların peşine düşmezler… O aşka karşı, kalplerini tam ortada tutmaya başlarlar. Yani, kavuşmak için o kimseye kalplerini eğilimli kılmazlar, kaybetmekle kavuşmak arasında hep tam orta yerde dururlar… Sabra çekilip Allah’a tevekkül ederler… Kavuşmanın da kavuşmamanın da çok hayırlı bir sonuç olacağını düşünürler… Ayrılık için ne sevinirler ne de üzülürler… İşlerine güçlerine bakıp o kimseyi unuturlar… Yalnız şu var ki ricalül gayp velileri, aşktan yana hep kusursuz taraf olurlar; çünkü onlar kesinlikle verdikleri sözlere sadık kimselerdir. Aşka bağlı sorun; kesinlikle karşıdan kaynaklanır. Her zaman için, karşı taraf hata yapar. Verdikleri sözleri, ettikleri yeminleri tutmayan; döneklik yapan, yalan söyleyen her zaman karşı taraf olur ve bu sorunlara benzer daha yüzlerce şey…
Ricalül gayp velileri; söz konusu aşkın yönünü Allah’a çevirip Allah aşkına bir pratik vesilesi yaparlar. O aşkı unutmazlar; tam tersine aşkı muhafaza edip aşkın yönünü Allah’a döndürürler. Bir bakıma o aşkı; Allah’a götüren bir Burak gibi eğitim amaçlı kullanırlar… Otuz yıl geçse dahi, kesinlikle onları arayıp sormazlar, umursamazlar, kendilerine dönmezler. Olağanüstü bir şekilde sabrederler… Bu sabra bağlı olarak da Allah; bir zaman sonra karşı tarafı vurup perişan eder, darmadağın olurlar… Böylesine ikiyüzlü kimseler, “münafık mührü” yerler ve buna bağlı olarak da ahiret hayatını kaybederler. Böylesi kimselere; imanla ölüp gitmek çok zor nasip olur… Siz de böyle yapın diyemiyorum. Çünkü siz ricalül gayp velisi değilsiniz… Ricalül gayp velileri gibi tutum sergilemek, benim diyen velinin harcı değil… Süreçte sizin de pek çok kusurunuz olmuş… Yine de sizlere sabrı öneririz…
Allah’ın Bais esması; ölenleri diriltme sırrına sahiptir… Kıyametten sonra da insanlar, Bais esmasının tecellisiyle dirilirler… Esra isminin ebcetsel sayı değeri 336’dır. Yedi gün aralıksız olarak 336 defa Ya Vedüd, Ya Bais esmalarını çekip Allah’a şöyle dua ediniz… “Ya Vedüd, Ya Bais; falan (kişinin anne adını söyleyiniz) oğlu falan( evlenmeyi düşündüğünüz kişinin adını söyleyiniz) ile evlenmek istiyorum. Aramıza çeşitli engeller ve soğukluk giriyor… Sen engelleri ortadan kaldır, aramızda sevgiyi, anlaşmayı egemen kıl, hakkıma hayırlıysa onunla evlenmeyi bana nasip et… Şüphesiz ki senin her şeye gücün yeter…” Dua bitiminden sonra 70 defa Peygamber Efendimize s.a.v salavat getiriniz ve sabra çekiliniz… Hepsi bu kadar!
Yalnız bu duaya başlayınca, o kişiyle tüm irtibatı sonlandırmalı ve sabra çekilmelisiniz. Yedi günlük dua bitince kırk gün, bu şekilde sabredip beklemelisiniz. Kırk gün içinde sizi arayıp sorarsa kesinlikle iletişime geçiniz, ancak kalbinizi ona karşı ortada tutunuz, illa da evlenme çabası içinde olup hırs göstermeyiniz… Anlaşma olursa iyi, olmazsa da sorun değil… Evlenecek Allah’ın kulu çoktur… Şayet, kırk gün içinde sizi arayıp sormazsa o kişinin hakkınıza hayırlı olmadığını anlayıp kendisini terk ediniz ve başka bir kısmet arayınız… “Aşk, çalkantılı bir denizdir; hangi limana demir atılacağını ise yalnızca kader belirler…”
Umarım, her şey gönlünüzce olur… Hayır dualarınız için çok teşekkürler…
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
- Süreyya Hadi Ülker
Hizirlayolculuk.com