"Sakal bırakmak, cübbe giymek, sarık sarmak İslam’ın emri midir? Kuran’da sakal, cübbe, sarıkla ilgili bir hüküm var mı? Cübbeli Ahmet sosyal medyadaki bir sohbet videosunda sakalla ilgili şunları söylüyor: “Tuvalet taşı, Allah’a "Ne suçum vardı da beni tuvalet taşı yaptın" dedi. Mevla cevap buyurdu: Sus, 60 yaşını geçip de sakal bırakmadan ölen adama mezar taşı yapsam daha mı iyi olurdu" dedi. Tuvalet taşı “Tamam dedi.” daha beter olurum diye… Cübbeli Ahmet, bir başka sohbetinde sakal kesmenin zinadan daha günah olduğunu belirtip berberlerin sakal kesmelerinin haram olduğunu iddia ederek sakalsız insanların öldükten sonra çok acı çektiklerini söylüyor. Ayrıca, sakal kesen berberlerin içki taşıyanlarla aynı olduğunu söyleyip sakal kesmenin günah olduğunu belirtiyor. İslam’da sakal bırakmak, sarık sarmak, cübbe giymek sünnet midir? Cübbeli Ahmet’in sakalla ilgili sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Teşekkürler. ( Ç, Emre)
İslam dünyası bin yıldan bu yana, sakal, cübbe, sarık üzerinde tartışıyor. Şayet, İslam dünyasında, sakallın sünnet olup olmadığına yönelik söylemler bir araya getirilseydi elli ciltlik dev bir ansiklopedi olurdu. İslam dünyasının sakalla, sarıkla, cübbeyle ilgili sarf ettikleri enerjiler depolanabilseydi Amerika Birleşik Devletlerinin elli yıllık enerji ihtiyacı karşılanırdı… İslam dünyası boş işlerle uğraşıyor… Hâlâ da bu tartışmalara devam etmekteler. Bundan dolayı da İslam’ın mirası olan bilim; İslam dünyasından alınarak Batılı uluslara verilmiş… Batılılar bilimle uğraşıyorlar.
Peygamberlerin tümü, içinden çıktıkları kavmin diliyle konuşup tebliğ yapmışlar ve içinde bulundukları kavmin kıyafetini giymişlerdir. Sakal bırakmak, sarık sarmak, cübbe giymek Kuran-ı Kerim'in bir emri değildir. Böylesi muameleler dini bir kapsamda ele alınamayacağından bunlarda günah, sevap aramak beyhude bir çabadır. Şeytan sağdan yanaşıp sakal, cübbe, sarık üzerine oyunlar oynuyor. İslam dünyasını bağnazlaştırıyor. İslam dünyası, boş işlerle uğraşıp enerjisini tüketmekten yana dünyada birinci sırada… Günümüzde, İslam’ın bilime verdiği önem göz ardı edildiği için, İslam ülkeleri çok ağır bedeller ödemektedir.
Tıpkı diğer peygamberler gibi, Efendimiz, içinde bulunduğu kavmin diliyle konuşmuş, o kavmin kıyafetini giymiş. Peygamber Efendimizin kıyafet betimlemesi şöyledir: (Saçlarını uzatıp ortadan ikiye ayırmış, sarık sarmış, entari giymiş, çorap giymemiş…) Arap müşrikleri de o dönemde sakal bırakmışlar, saç uzatmışlar, sarık sarmışlar, çorap giymemişler.) Mollalar, kimi şeyh efendiler saç uzatmayıp başlarını tıraş ediyorlar. Entari yerine şalvar giyiyorlar, çorap giyiyorlar. Yani bütüncül olarak bu tercihleri de Peygamber efendimizin yaptıklarıyla örtüşmüyor… Öyleyse sünnet dışı bir iş yaparak günaha mı giriyorlar? Tabii ki de değil… Çünkü, Kuran hükümlerinde İslami bir kıyafet şekli yoktur, erkekler için İslami örtü sınırları vardır. Kim ki İslami sınırları gözeterek kıyafet giyiyorsa Kuranın emrini yerine getirmiş olur. Kuran-ı Kerim'de sakal bırakmayı emreden bir ayet gösteremezsiniz. Sakalla ilgili iki yerde ayet vardır. O da sakal bırakmakla ilgili değildir…
"Dedi ki: Ey Harun! Onların dalalete düştüklerini gördüğün zaman seni ne men etti. Ki benim ardımca gelmedin? Emrime isyan mı ettin? Dedi ki: Ey anamın oğlu! Ne sakalımı ne de başımı tutma. Ben muhakkak senin, İsrailoğullarının aralarını dağıttın ve benim sözümü gözetir olmadın, diyeceğinden korktum." (Taha suresi, 92-94. Ayetler).
Kimi İslam âlimleri Peygamber efendimizin şu hadisini dikkate alarak sakal bırakmanın sünnet olduğunu ön gördüler:
“Şübhe yoktur ki, müşrikler, bıyıklarını bırakmakta, sakallarını dibine kadar kesmektedirler; o halde siz onlara muhalefet ediniz, sakalları bırakınız, bıyıkları da dibine kadar kesiniz” (Bezzâr (Heysemî, Mecmâu’z-Zevâid [Keşfu’l-Estâr:2970,2971].
Kimi hadis âlimleri söz konusu hadisi sahih, kimi hadis âlimleri de bu hadisi uydurma olarak kabul etmişler. Bu hadiste; sakal bıyık bırakan Müslümanların müşriklere benzememesine, onlara muhalefet etmeye atıf yapılıyor. Çünkü müşrikler de sakal bırakıyorlardı. Onlara benzememek için sakal bırakıp bıyıkları kısaltmak emredilmiyor. Hadiste ne deniliyor, kimi İslam âlimleri ne anlıyor? Kaldı ki o dönemde, ashap Efendilerimiz içinde de sakal bırakmayanlar vardı. Müşriklerden de öyle… Bu hadis, sakal ve bıyık bırakanların, müşriklere muhalefet etmesini konu almaktadır. Söz konusu hadisten hareketle, sakal bırakmanın, bıyığı kısaltmanın sünnet olduğunu ön görmek beyhude bir çabadır… Sakalda, sarıkta dini bir şey aramak beyhude bir çabadır.
Sakal bırakmak, cübbe giymek, sarık sarmak İslam’ın emri değildir. Kuran’da sakal, cübbe, sarıkla ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. İslam dini her türden aşırılığı, şekilciliği reddeder. Sakal bırakmak; sarık sarmak, cübbe giymek Kuran'da emredilmediği gibi, sakalda, cübbede, sarıkta sünnet olan dini bir şeyler aramak doğru değildir. Sakal, sarık, cübbe yalnızca kültürel bir seçkidir...
“Bıyık ve sakalda dini bir şey aramak yobazcadır.”( Opr. Dr. Münir Derman, ricalül gayp kırklar evliyası).
Âlemlerin Rabbi olan Allah yarattığı kulların kıyafetlerine, şekillerine, saçlarına, sakallarına, bıyıklarına; sarıklarına, cübbelerine bakmaz; onların amellerine, iyiliklerine, ibadetlerine bakar… Bu manada bir hadis:
“Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz; ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” (M6543 Müslim, Birr, 34).
Cübbeli Ahmet, bıyığı kısaltıp sakal bırakmanın sünnet olduğunu kabul eden medrese geleneğinden geliyor. Evliyadan olduğunu ön gördüğü Hikmet Efendiden nakille söz konusu menkıbeyi dillendiriyor. Makalenin başında da belirttiğim gibi İslam âlemi boş işlerle uğraşıyor, enerjisini boş şeylere harcıyor. Hikmet Efendiden nakille anlatılan menkıbe, sakal bırakmanın sünnet olduğunun, çok önemli bir değer olduğunun kanıtı olamaz; ancak, böylesi bir beyan söz konusu menkıbeye iman edenlerin kâfir olmalarına çok güçlü bir gerekçe olabilir. Çünkü Allah’ın söylemediği bir şeyi Âlemlerin Rabbi olan Allah’a isnat etmekteler. Allah, böyle söylemiş diyerek, Allah adına ayet uydurmaktalar. Kim ki Allah’ın söylemediği bir sözü Allah’a isnat ederse hiç kuşku yok ki kâfirlerden olur.
Cübbeli Ahmet, İslam düşmanlarının eline koz veren kimi açıklamalarıyla İslamiyet’e çok büyük zararlar veriyor. Yanmayan kefen, cinsel performans için cinsel organa okunacak ayetler, nalını şerifin bereketi, peygamberimizin sakalı şerifinin değdiği kutsal su şişeleri satışları, tuvalet taşının konuşması gibi daha onlarca akla ziyan beyanlar… Cübbeli Ahmet ve emsali sözde İslam âlimlerine önerim, Kuran’a ve sünnete tümüyle aykırı olan saçma düşüncelerini yüce İslam dinine mal etmekten vazgeçmeleri. Çünkü böylesi açıklamalar, İslam düşmanları tarafından alay konusu ediliyor, yüce İslam dinini karalamalarına güçlü bir gerekçe oluyor…
Cübbeli Ahmet’in sakal kesmenin zinadan daha günah olduğu, berberlerin sakal kesmelerinin haram olduğu, sakalsız insanların öldükten sonra çok acı çekecekleri söylemleri; İslam’a aykırı, saçma, içi boş sözler hükmündedir. Cübbeli Ahmet’in bu sözleri, Kuran ve sünnete aykırı, gerçek dışı uydurmacalardır. Böylesi sözlere iman edenler, küfre giderler… Zina etmek büyük günahlardandır; sakal kesmenin zinadan daha günah olduğunu söylemek; Kuran'a, Peygamberimizin sünnetine hakarettir.
Sakal bırakmak ne günahtır ne de sevaptır; gelenekten kaynaklı bir seçki meselesidir. Dileyen bırakır, dileyen de bırakmaz. Sakal kesmek, Yahudilere göre haramdır, sakal bıraktıkları için de Yahudiler sevap kazanmıyorlar. Kuran’da sakal bırakmakla ilgili bir ayet yoktur, dolayısıyla sakal bırakmayanlar da günah işlemiş olmazlar. Zina etmenin Musevilikte ve Yahudilikteki cezası recm, yani taşlanarak öldürülmektir. Kuranı kerimdeki cezasıysa “yüz sopa” vurulmasıdır. Cübbeli Ahmet’e sormak gerekir: “ Sakal bırakmadığı için recm edilenlere, yüz sopa vurulanlara atıf yapan bir ayet gösterebilir misiniz? Yok. Sakal bırakmayanları Peygamber efendimizin recmettirdiğine yönelik bir delil gösterebilir misiniz? O da yok… Cübbeli Efendi, nasıl oluyor da sakal kesmek zinadan daha beter oluyor? Allah’ın yüce Kuranı keriminde haram etmediği bir şeyi nasıl oluyor da sen haram kılıyorsun? Allah’ın haram etmediği bir şeyi haram edenlerden daha zalim kim vardır?
Sakal bırakmayanların öldükten sonra azap çekeceğine dair Kuranı kerimden bir ayet gösterebilir misiniz? Peygamber efendimizin hadislerinden- sahih- bir örnek gösterebilir misiniz? Sakalı kestikleri için berberlerin içki taşıyanlarla aynı günahı işlediklerine yönelik bir ayet bir hadis gösterebilir misiniz? Yok, tabii ki de… Bunlar, Cübbeli Ahmet ve emsali sözde İslam âlimlerinin uydurdukları hurafe sözler hükmündedir.
Sakal bırakmayan, sarık sarmayan, cübbe giymeyen Müminlerin günah işlediğine yönelik bir ayet gösteremezsiniz. Ancak Cübbeli Ahmet ve emsali kimi sözde İslam âlimlerinin, Kuranı kerimin haram kılmadığı bir şeyi haram kılmalarından dolayı cehennemlik olabileceklerine yönelik Kuranı Kerimde ayet var. Böyleleri, tövbe etmezlerse Allah’a karşı yalan uydurdukları için kurtuluşa eremezler…
“Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için, "Şu helaldir", "Şu haramdır" demeyin. Şüphesiz, Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.” (Nahl suresi, 116. Ayet).
Müminlere önerim, bir şeyde kararsızlığa düştüklerinde Kuranı Kerime ve Peygamberimizin sünnetine bakmalarıdır. Kuranı kerimin ayetlerine ters düşen hadislere de iman edilmemeliler. Çünkü hadisler Âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından korunup muhafaza edilmemiştir. Binlerce hadis uydurulmuş. Ancak, Kuranı kerim, Allah tarafından muhafaza edilmiştir, kıyamete kadar da muhafaza edilecektir… Allah, Kuranı kerimle amel eden bir kuluna azap edici de değildir.
Cübbeli Ahmet, bir evliya değildir, veli de değildir. İslam’da; “Bir evliya, veli bir şey söylüyorsa doğru söylüyordur, ona iman edelim” diye bir anlayış yoktur. Çünkü evliyalar, veliler, peygamberler gibi korunmuş ve masum değildirler, dolayısıyla çoğu evliyalar, veliler Allah’ın mekrinden- tuzak ve hilesinden- emin değiller… Keşiflerinde, rüyalarında, fikirlerinde yanılabilirler. Müminler Kuranı ve Peygamberimizin sünnetini referans alıp sözde velilerin, İslam âlimlerinin İslam’a aykırı düşen beyanlarına iman etmemeliler… Allah, düşünüp anlayalım, aklımızı kullanalım diye Kuranda bolca öğüt veriyor. Cübbeli Ahmet ve emsali sözde İslam âlimlerinin İslam’a aykırı düşen beyanlarını değil; Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği Kuranı Kerimi, Peygamberimizin sünnetini referans alarak hayatınızı tanzim etmeniz önerilir. En doğru yol budur.
Sakal, cübbe, sarık dini değildir; kültüreldir. Dolayısıyla da bunlar sünnet hükmünde değildir. Sünnet, dini kapsamda olan ibadetleri, haram ve helalleri kapsar.
Anlattıklarımızın en doğrusunu yalnızca Âlemlerin Rabbi Allah bilir…
Selam ve dua ile…
Süreyya Hadi Ülker
Hizirlayolculuk.com