Şeyh Mahmut Efendi; ehl-i beytlere (seyyidlere) cehennemin haram kılındığını söylüyor. Delil olarak “ Ey ehl-i beyt, Allah sizi sadece günah kirlerinden arındırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” Ahzap suresinin, 33. Ayetini ve “Allahu Teâla, Fatıma ve nesline cehennemi haram kıldı.” (Hâkim, Taberânî) hadisi şerifini örnek gösteriyor. Şeyh Mahmut Efendi seyyidlerle ilgili görüşlerini şöyle sürdürüyor: “ Peygamber Efendimizin kanını, genini taşıyan bir seyyidin cehenneme gireceğini aklınız alıyor mu? Değil cehennem, seyyidlere kabir azabı bile yoktur.” diyor. Buradan şu sonuca varılıyor: Seyyid nesil, içki içip zina etse de ibadet yapmasa da her türden günahı işlese de Şeyh Mahmut Efendiye göre kesinlikle bu seyyidler cehenneme gitmeyecekler; çünkü Peygamber Efendimizin kanını, genini taşıyorlar… Yüzyıllardan bu yana; Şia imamları, Caferi mezhebinin âlim ve fakihleri, Sünni İslam âlimleri ve yüzlerce evliya, seyyidlerin cehenneme girmeyeceğini dillendiriyorlar, gerekçe olarak da bahse konu ayeti ve hadisi şerifi delil gösteriyorlar… Tıpkı Şeyh Mahmut Efendi gibi… Âlemlerin Rabbi olan Allah, ilminizi artırsın, medreselerin- tartışıp yüzyıllardır çözemedikleri pek çok konuyu, Allah size çözmeyi nasip etmiş… Bu, bir gerçeklik... Sorum şudur: “Şeyh Mahmut Efendinin, medrese âlimlerinin, Şia imamlarının, Caferi, Sünni kimi İslam âlimlerinin seyyidlerin cehenneme gitmeyeceği düşünceleri hakkında sizin görüşünüz nedir?” – U, Dr. Ahmet Şafak
Soru içeriğinde “seyyidler cehenneme girmez” savı, buna kanıt olarak gösterilen bir ayet ve bir hadis, Şeyh Mahmut Efendi ve emsali âlimlerin benzer düşünceyi dillendirdikleri bahsinden hareketle bu konuda bizim fikrimiz soruluyor…
Kuranı kerimdeki herhangi bir ayeti, bağlamından koparıp yorumlamak altından kalkılamadık kimi sorunlara yol açabilir. İslam âlimlerinde “seyyid sevgisi” oldukça fazladır… Bu sevgiye bağlı olarak, kimi İslam âlimleri; ayet ve hadislerin tevilinde; adeta görmek istediklerini görüp, duymak istediklerini duyarcasına ayeti bağlamından koparıp kendi heva ve heveslerine göre yorumlayabiliyorlar. Aşırılığa kaçıp ayetlerde hiç de murat edilmeyen kimi şeyleri söyleyebiliyorlar…
Örneğin; Şeyh Mahmut Efendi’nin “seyyidlerin cehenneme girmeyecekleri” savına kanıt olarak gösterdiği Ahzap suresinin 33. Ayetine bir bakalım: Şeyh Mahmut Efendi söz konusu 33. Ayetin yalnızca son kısmını göz önüne almış, aynı ayetin öncesini yok sayıp dikkate almamış… Şeyh Mahmut Efendinin “seyyidlerin cehenneme gitmeyecekleri” düşüncesine kanıt olarak gösterdiği ayet, Peygamber Efendimizin soyundan gelen seyyidler için değil; Peygamber Efendimizin eşleri içindir. Ayette, “Ey ehl-i beyt” diye kendilerine seslenilen kimseler, Peygamber Efendimizin eşleridir. 32., 33., 34. ayetlere bakıldığında, ayetlerde, Peygamber Efendimizin seyyid nesline değil, eşlerine seslenildiği apaçık bir şekilde görülecektir.
“Ey peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer günahtan sakınmak istiyorsanız sözü edalı bir tavırla söylemeyin ki, kalbinde çürüklük olan kimse ümide kapılmasın. Ayrıca düzgün söz söyleyin…” -Ahzap suresi, 32. Ayet (Ayetteki özne: PEYGAMBER HANIMLARI)
“Evlerinizde oturun ve daha önce Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Ey peygamber ailesi! Allah sizi sadece günah kirlerinden arındırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” -Ahzap suresi, 33. Ayet. (Ayetteki özne: PEYGAMBER HANIMLARI)
“Hanelerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti dilinizden düşürmeyin. Allah, bütün incelikleri ve gizlilikleri bilir, her şeyden haberdardır.” -Ahzap suresi, 34. Ayet. (Ayetteki özne: PEYGAMBER HANIMLARI)
Yüzyıllardan bu yana, Şia imamları, Caferi ve Sünni İslam âlimleri; Şeyh Mahmut Efendi gibi pek çok evliya, Ahzap suresinin, 32. ayetinin son kısmına bakarak Peygamber Efendimizin “seyyid neslinin” cehenneme gitmeyeceklerine bir kanıt olarak gösterdiler… Kendilerinden önceki atalarının, fikirleri üzerine yürüdüler… “Bu ayette seyyidlere seslenilmiyor.” Diyenlere; “Sus! Sen falanca şeyh efendiden daha mı iyi bileceksin?” diyerek ağızlarının payını verdiler. Söz konusu ayetlerdeki özne PEYGAMBER HANIMLARIDIR! Seyyidlerle ilgili değildir, nokta! Bu ayetlerde, kesinlikle peygamber nesline, seyyidlere, seslenilmiyor… Şeyh Mahmut Efendi; Peygamber hanımlarına seslenilen ayeti; peygamber nesline sesleniliyormuş gibi algılayıp yorumluyor.
Hazreti Fatma soyundan gelmek başka bir şey; Peygamber Efendimizin eşi olmak bambaşka bir şeydir… Allah, ayette Peygamber Efendimizin eşlerine sesleniyor; Şeyh Mahmut Efendi ayeti seyyid nesilden olanlar için tefsir ediyor… Bu, çok büyük bir yanılgıdır…
Seyyidlerin cehenneme gitmeyeceklerini ön görenlere sormak istiyorum. Âlemlerin Rabbi olan Allah, Ahzap suresinin 33. Ayetinde “Evlerinizde oturun ve daha önce Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin.” şeklinde neden Peygamber Efendimizin eşlerini uyarıyor? Velev ki Şeyh Mahmut Efendinin ön gördüğü gibi Peygamber Efendimizin Ehli beytleri cehenneme girmeyecekler, öyleyse bu ikaza ne gerek var? Nasıl olsa seyyidler cehenneme gitmeyecek, diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemeyiz! Bu ayette; açılıp saçılan, namazı güzelce kılmayan, zekâtı vermeyen, Allah ve resulüne itaat etmeyen Peygamber Eşleri ikaz ediliyor. Böyle yapmadıkları takdirde de azabı tadacakları açıkça vurgulanıyor.
Şeyh Mahmut Efendinin “seyyidler cehenneme gitmeyecekler” düşüncesi Allah’ın ayetlerine tamamen aykırıdır. Hazreti Şeyhin ön gördüğü, söz konusu Ayetlerde; Peygamber Efendimizin eşlerinden söz ediliyor, Peygamber Efendimizin “seyyid” nesillerinden bahsedilmiyor… Peygamber Efendimizin eşlerini konu alan bir ayeti, Şeyh Mahmut Efendi ve emsali evliyalar, İslam âlimleri, ta işi nerelere götürerek tefsir ediyorlar. Bu ayetlerin, Hazreti Fatıma annemizin seyyid nesliyle hiçbir ilgisi yoktur… Söz konusu ayetlerde yalnızca Peygamber Efendimizin eşlerine sesleniliyor… Bahse konu ayet; seyyidlerin cehenneme gitmeyeceklerine, kesinlikle bir kanıt ve gerekçe olamaz…
Ayette “Evlerinizde oturun ve daha önce Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin.” deniliyor. Bu ayete; Peygamber Efendimizin eşlerinden, açılıp saçılanların, namaz kılmayanların, zekât vermeyenlerin, Allah’a ve resulüne itaat etmeyenlerin cehennemi boylayacakları açıkça vurgulanıyor. Hani nerde seyyidlerin cehenneme gitmeyecekleri? Yok! Ayette Peygamber Efendimizin eşlerine sesleniliyor, Şeyh Mahmut Efendi ise seyyidlerin cehenneme gitmeyeceğini tefsir ediyor. Şeyh Mahmut Efendi; Kuran ayetlerine tamamen aykırı, kesinlikle kabul edilemez bir tefsir yapmış.
Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği yüce Kuranı Keriminde; “seyyid neslin cehenneme gitmeyeceğine” yönelik hiçbir ayet yoktur. Kim olursa olsunlar, hangi soydan gelirse gelsinler, hiçbir ayrım olmaksızın herkes yaptığının hesabını bir gün mutlaka verecektir! Buna seyyidler de dâhildir ve bu, yüce Allah’ın bir vaadidir. O, asla vaadinden dönmez!
“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.” Zilzâl Suresi, 7-8. Ayet.
Bir kimse düşünün ki seyyid nesildendir. İçki, kumar, zina, sapkınlık, dolandırıcılık, yalancılık, ikiyüzlülük, tefecilik her şey kendisinde mevcuttur. Şeyh Mahmut Efendi’ye göre böyleleri; “seyyid nesilden” oldukları için cehenneme gitmeyecekler. Çünkü Allah, onları dünyada bela ve çileyle temizleyecektir ve katına tertemiz alacaktır. Oysa Âlemlerin Rabbi olan Allah; yüce Kuranı Kerimde hiç de Şeyh Mahmut Efendinin ön gördüğü gibi söylemiyor. Tam aksini söylüyor. Tarihte, seyyid nesilden oldukları halde, müşrik olmuş binlerce insanın olduğunu biliyoruz. İyi biliniz ki Âlemlerin Rabbi olan Allah; salt, soy bağından dolayı hiçbir kimseye iltimas geçmiyor, hidayet vermiyor, cennete almıyor, bu kesindir… İsterse o kimseler, peygamberlerin çocukları, akrabaları olsunlar; değişen hiçbir şey olmaz. İbrahim Peygamberin babası seyyidlerdendi, İbrahim peygamberin babasına hidayet için ettiği dua, hiçbir işe yaramadı ve babası bir müşrik olarak öldü.
“Müşriklerin cehennemlik oldukları müminler nezdinde açıklık kazandıktan sonra, akraba bile olsalar peygamber de müminler de onların bağışlanmalarını dileyemezler…” Tevbe Suresi, 113.Ayet.
“İbrahim’in, babasının bağışlanması için yaptığı dua ise sırf ona verdiği bir sözden ötürüydü. Ama onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca ondan uzaklaştı. İbrahim gerçekten çok duyarlı, yumuşak huylu biriydi.” Tevbe Suresi, 114. Ayet.
Bir peygamberin eşi olmak dahi; o kimseye hiçbir ayrıcalık kazandırmaz. Tam aksine, sorumluluk yükler. Allah’ın emirlerine uymayan hiçbir peygamber eşi kurtuluşa eremez, eşi peygamber olduğu için, özel bir muamele de görmez, eşinin duasıyla da kurtuluşa erip cennete giremez, bu hüküm kesindir...
“Allah, inkâr edenlere Nuh’un karısı ile Lût’un karısını misal vermektedir: Onlar kullarımızdan iki erdemli kişinin nikâhı altındaydılar ama onlara ihanet ettiler. Dolayısıyla kocaları da Allah’tan gelen cezaya karşı onları koruyamadı ve kendilerine, “Haydi, diğer girenlerle birlikte girin bakalım ateşe!” dendi.” Tahrîm Suresi, 10.Ayet.
Nuh’un öz oğluna; Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yaptı? Peygamber soyundan gelmesi, Nuh Peygamberin öz oğlu olması kendisine herhangi bir ayrıcalık ya da katkı sağlayabildi mi? Kesinlikle hayır! Aynı şey seyyidler için de geçerlidir... Kuranda anlatılan kıssalar, düşünüp anlamamız için ibretlik birer işaret levhasıdır. Nuh Peygamber, tufandan oğlunu kurtarmak istedi; ancak Allah, Nuh peygamberi cahillerden olmaması için uyardı ve Nuh peygamberin oğlu cehennemi boyladı…
“Nuh rabbine şöyle seslendi: “Ey rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin, dedi. Allah buyurdu ki: “Ey Nuh! O, senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. Sakın hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.” Hûd Suresi, 45-46. Ayetler.
Şeyh Mahmut Efendi, kendinden önceki kimi İslam âlimlerinin, mollaların, şeyhlerin tevillerine bakıp “Allahu Teâla, Fatıma ve nesline cehennemi haram kıldı.”- Hâkim, Taberânî. Hadisini, soyca seyyid olan kişiler, cehenneme girmeyecekler, kabir azabı görmeyecekler şeklinde yorumlamış… Şeyh Mahmut Efendiye göre, soyca seyyid olmak cennete gitmek için kâfidir. Böylesi bir düşünce; Allah’ın indirdiği İslam dinine, Kuranı kerime tamamen aykırıdır… Bu hadis kinayelidir, kinaye ise gerçeğe tebdil edilemez.
Bin yıllardan bu yana; söz konusu hadisten hareketle, seyyid nesilden olan kimselerin cehenneme gitmeyecekleri, kabir azabı görmeyecekleri, seyyidlerin cennetlik olduklarına yönelik sıkı yorumlar yapılıyor... Seyyidlerin masum oldukları söyleniyor. Bu düşünceler, elden ele nesiller boyu bir sancak gibi taşınarak devrediliyor.
Söz konusu hadiste anlatılmak istenen; Şeyh Mahmut Efendi’nin, kimi İslam âlimlerinin, medrese mollalarının, evliyaların anladıkları türden bir hakikat değildir. Bahse konu hadiste mecazi atıflar var. Hazreti Fatıma annemiz; şanı çok yüce bir velayet mertebesine sahiptir. Hazreti Fatıma annemiz; Seyyid nesilden gelen; on iki imamın, gavsların, on binlerce evliyanın, velinin ve ricalül gaypların annesi hükmündedir. Gavsul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleri dâhil; hiçbir gavs, Hazreti Fatıma annemizin velayet mertebesine ulaşamaz. Âlemlerin Rabbi olan Allah, Hazreti Fatıma annemizin yüce imanından, takvasından, iffetinden dolayı kendisine cehennemi kesinlikle haram kılmıştır. Günahların hiçbir türü; okyanusta damla misali de olsa Hazreti Fatıma annemizin semtine uğramamıştır. İşte bu üstün vasıflarından dolayı Hazreti Fatıma annemize cehennem haram kılınmıştır. Hadiste buna atıf yapılıyor.
“Fatıma nesline cehennem haram kılındı.” hadisi şerifinde; “nesline” ibaresiyle kastedilenler; her biri sıra dağlar gibi seyyid nesilden gelen evliyalar, veliler, ricalül gayplar, salihler, sıddıklar ve şehitler halkasıdır… Peygamber Efendimiz; bu hadisi şerifte; Hazreti Fatıma’nın çizgisinde, velayet ufkunda yürüyen seyyidler için cehennemin haram kılındığını belirtiyor. Hadisi şerifte; her türden günahı işleyip salt, seyyid oldukları için cehenneme gitmeyecek olan seyyidlerden söz edilmiyor.
Şeyh Mahmut Efendi ve emsali âlimler bahse konu hadisi şeriften şunu anladılar: Seyyid nesilden gelenler; cehenneme gitmezler, kabir azabı dahi görmezler… Kim ki seyyid nesildendir, onlar hangi günahı işlerse işlesinler, kesinlikle cennetliklerdir... Yani seyyidler, masum ve korunmuşlardır. Bu düşünce Kuran hakikatine tamamen ters…
Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği Kuranı Kerime iman etmeyen, Peygamberimizin s.a.v. buyruğunu tutmayan, ibadetlerini yapmayan, içki içip kumar oynayan, gıybet eden, zina eden, faiz yiyen ve bunları yapmaktan da asla pişmanlık duymayan, ikiyüzlü, yalancı, münafık, fasık ne kadar seyyid nesilden insan varsa böyleleri; cehennem ehlidirler, peygamber soyundan geliyor olmaları, kendilerine hiçbir fayda sağlamaz. Şeyh Mahmut Efendi ve emsali İslam âlimler; bahse konu ayet ve hadisi yanlış tefsir ederek, ibadet yapmayan, günah işleyen seyyidlerin cehenneme girmeyeceklerini, kabir azabı dahi görmeyeceklerini ön gördüler. Adeta, yepyeni bir din icat ettiler.
Size soruyorum: Böylesi İslam âlimlerinin söylediklerini dikkate alan bir seyyid, neden ibadet yapsın ki? İbadete ne gerek var? İçkini iç, zina et, âlem yap, faiz ye, ye, iç gününü gün et, hayatın tadını çıkar! Nasıl olsa Şeyh Mahmut Efendi ve emsali evliyalar seni cennete gönderiyorlar. Çünkü sen seyyid neslindensin, senin hakkında ayet var (!) Allah, seyyidleri, temizliyor; cehenneme (!) atmıyor… Keyfine bak, hayatın tadını çıkar…Böyle bir din yoktur…
Bu düşüncede, Şeyh Mahmut ve benzeri fikirleri savunan alimler, Incili tahrif eden zamanlarının sözde Isevî alimleri ile ortak bir noktada buluşuyorlar. Bunlar, İncilin özünü tahrif edip Hz. İsa’yi tanri edinirsen ve buna iman edersen sen kurtuluşa erdin, artık sana cehennem yoktur derler:
“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” TAHRİF İNCİL YUHANNA 3:16
Bu noktadan sonra çoğu İsevi icin halal ve haram, günah ve sevap artık kişisel bir tercihtir. Ama bu düşünce kendilerini kurtarmaya yetiyor mu?
Allah’ın indirdiği yüce Kuranı kerimin emri ortadadır… Peygamberlere iman etmeyen peygamber eşlerinin, çocuklarının nasıl helak edildikleri de ayetlerde açıkça anlatılıyor…
Hakiki seyyid nesilden gelen kişilere önerim; Şeyh Mahmut Efendi ve emsali İslam âlimlerinin seyyidler hakkında söyledikleri bu kabil uydurma tefsirleri değil, Kuran ayetlerini dikkate almalarıdır. Seyyidler, İslami bir hayat yaşamaya azami özen göstermeliler, insanlara örnek olmalılar… Aksi takdirde, ayakları kayar ve seyyid nesilden olmaları da kendilerine hiçbir fayda sağlamaz…
Nuh peygamberin oğlunun peygamber oğlu olması, nasıl ki hiçbir işe yaramadıysa aynen öyle de Allah’a, Peygamberine, Kuranı Kerime asi olmuş seyyidlerin seyyid nesilden olmaları kendilerine hiçbir katkı sağlamaz…
Seyyidlerin cehenneme girmeyecekleri düşüncesi, İslam dinine ve Kuranı kerime tümüyle aykırı bir saptamadır… Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği Kuranı kerimde; Allah’a, peygambere asi olup, her türlü ahlaksızlığı yapıp, sonra da salt seyyid nesilden oldukları için cehenneme gitmeyeceklerini ön gördüren hiçbir ayet, hiçbir güçlü kanıt yoktur! Şeyh Mahmut Efendi ve emsali İslam âlimleri; seyyidlerin cehenneme gitmeyeceklerini ön görerek katıksız bir şekilde yanılıyorlar ve hâlâ da yanılmaya devam ediyorlar… Seyyidlerin cehenneme gitmeyecekleri konusunda; kendilerinden önceki atalarından görüp işittiklerini söylüyorlar ve atalarının itikadı üzerine yürüyorlar.
“Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde, “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız.” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa?!” Bakara Suresi, 170 . Ayet.
Kurana iman edip İslam şeriatına uyan hakiki seyyidler; yeryüzünde yürüyen kutup yıldızı gibidirler. Bu kabil seyyidleri sevmek imanla ölüp gitmeye çok mühim bir vesiledir… Seyyid âlimlere, evliyalara, velilere düşmanlık edenlere Allah harp ilan eder… Böylesi kimselere imanla ölüp gitmek nasip olmaz… Âlemlerin Rabbi olan Allah, her kula hakiki seyyid âlimleri, evliyaları, velileri sevmeyi nasip etmez… Şanı çok yüce Hazreti Fatıma annemize ve onun mübarek neslinden gelen bütün seyyid âlimlere, evliyalara velilere, Salihlere, ricalül gayp velilerine, şehitlere selatu selam olsun… Âlemlerin Rabbi olan Allah, şanı çok yüce Hazreti Fatıma annemizin ve seçkin seyyid neslinden gelen âlimlerin, evliyaların, velilerin, Salihlerin, şehitlerin yüzü suyu hürmetine bizleri bağışlasın ve o üstün soyun şefaatlerine nail etsin… Âmin…
Hakiki seyyid âlimleri, evliyaları, velileri, Salihleri sevmek her Mümünin bir sorumluluğudur. Böylesi seyyidlere düşmanlık edenler veli de olsalar yüzüstü cehenneme atılmaktan kurtulamazlar.
“Ehl-i beytime buğzeden, yüzüstü Cehenneme atılır. Ehl-i beytime, Cehennemlikten başkası buğzetmez.” Hadisi şerif, İbni Ahmet.
Anlatılanların en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
Süreyya Hadi Ülker
Hizirlayolculuk.com