top of page
Image by Towfiqu barbhuiya

SORULAR

SİZİN SORULARINIZA CEVAPLAR

Recm cezasıyla ilgili Kuran-ı Kerim'in hükmü nedir?

Recm cezasıyla ilgili Kuran-ı Kerim'in hükmü nedir?

Kuranı kerimde zina edenlerin “recm” edilmesiyle ilgili herhangi bir ayet yok. Buna karşın pek çok İslam âlimi Hazreti Ömer’e İbni Abbâs’tan ra atfedilen bir sözle recm cezasını savunmakta: "Ömer r.a. hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teâlâ Hazretleri Muhammed aleyhissalâtu vesselâmı hak din ile gönderdi ve O'na Kitap’ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: 'Biz Kitabullah'ta recm cezasını görmüyoruz.' deyip inkâra sapabilecek ve Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terk ederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübut bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'ta mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: 'Ömer Allah Teâlâ’nın kitabına ilâvede bulundu.' demeyecek olsalar, recm ayetini Kitabullah'a yazardım." [Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, ( 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).]

Hazreti Ömer’e atfedilen bu açıklamaları dayanak yapan kimi İslam âlimleri recm cezasının Kuran’da olduğunu ön görürler. Bir başka sorum şudur: Kuranda aslında recm cezasıyla ilgili bir ayet olduğunu; ancak bu ayeti keçinin yediğini ön görerek Hazreti Ayşe’den şöyle bir rivayeti delil olarak öne sürerler: “Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Hz. Ayşe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Hz. Ayşe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası Kuran’dan çıktı. Ama hükmü devam etmektedir.” (İbn-i Mace 36/194,Hanbel 3/61,5/131)

Recm cezasıyla ilgili Kuranı kerimin hükmü nedir? Hazreti Ömer’in ve Hazreti Ayşe’nin recimle ilgili beyanlarına bakıldığında Kuranı Kerimin eksik olduğu sonucuna ulaşılmaz mı? Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Teşekkürler. ( Ç, Erva Nur)

Gavslar yedilerden mi seçiliyor? Kutup, gavstan büyük müdür, gavs kutba mı bağlıdır?

Gavslar yedilerden mi seçiliyor? Kutup, gavstan büyük müdür, gavs kutba mı bağlıdır?

Opr. Dr. Münir Derman Allah Dostu Der ki adlı eserinin 1. Cildinin 1. Bölümünde Kutup- Gavs bahsinde şöyle diyor: “Gavs, Resulü Ekrem’in naibidir dünya yüzünde... Gavslar 7’lerden seçilir. Gavsdan Kutup olmaz. Bütün veliler gavsa bağlıdırlar. Her büyük veli gavsın kim olduğunu bilir. Yerini de bilir. Lügat manası nöbet bekleyen vekil manasınadır. Gavs, Kutup makamına bağlıdır.” Gavslar yedilerden mi seçiliyor? Kutup, gavstan büyük müdür, gavs kutba mı bağlıdır? Teşekkürler. (R, Alkım)

Sakal kesmek haram mıdır?

Sakal kesmek haram mıdır?

"Sakal bırakmak, cübbe giymek, sarık sarmak İslam’ın emri midir? Kuran’da sakal, cübbe, sarıkla ilgili bir hüküm var mı? Cübbeli Ahmet sosyal medyadaki bir sohbet videosunda sakalla ilgili şunları söylüyor: “Tuvalet taşı, Allah’a "Ne suçum vardı da beni tuvalet taşı yaptın" dedi. Mevla cevap buyurdu: Sus, 60 yaşını geçip de sakal bırakmadan ölen adama mezar taşı yapsam daha mı iyi olurdu" dedi. Tuvalet taşı “Tamam dedi.” daha beter olurum diye… Cübbeli Ahmet, bir başka sohbetinde sakal kesmenin zinadan daha günah olduğunu belirtip berberlerin sakal kesmelerinin haram olduğunu iddia ederek sakalsız insanların öldükten sonra çok acı çektiklerini söylüyor. Ayrıca, sakal kesen berberlerin içki taşıyanlarla aynı olduğunu söyleyip sakal kesmenin günah olduğunu belirtiyor. İslam’da sakal bırakmak, sarık sarmak, cübbe giymek sünnet midir? Cübbeli Ahmet’in sakalla ilgili sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Teşekkürler. ( Ç, Emre)

Kızların okuması haram mıdır?

Kızların okuması haram mıdır?

Günümüzde, kimi tarikat ve medreselerde kız çocuklarının lise-üniversite okumalarına izin verilmiyor. Medreselerde, dergâhlarda eğitim görmeleri isteniyor. Kız çocuklarının bir işte çalışmaları da yasaklanıyor. Genç kızlara biçilen rol; evinde otur, eşine ve çocuklarına hizmet et, tarzında… Bazı tarikat şeyhlerinin, medrese âlimlerinin böyle yapma nedenleriyse, lise-üniversite ortamlarında günahın, zinanın yaygınlaşması, kızların namusuna bir zeval geleceği düşüncesidir. Ayrıca kızların kara çarşaf giymelerini, kara çarşaf giymenin de İslami bir kıyafet olduğu ön görülmekte. Kimi medrese âlimlerinin ve tarikat şeyhlerinin kızların okumalarını ve bir işte çalışmalarını yasaklamaları; Kuran ve sünnetle bağdaşıyor mu? Ayrıca kadınların kara çarşaf giymeleri İslami bir kıyafet tarzı mıdır? Teşekkürler. ( F, Fatma)

Hazreti Meryem Çift Cinsiyetli mi?

Hazreti Meryem Çift Cinsiyetli mi?

Şeyh Mahmut Efendi, Ruhul Furkan adlı Kuran Tefsirinde İsa Mesih’in babasız olarak dünyaya gelmesine ilişkin şunları söylüyor: "Hazreti İsa'nın yaratıldığı hakiki su, (erkek spermi) beşer olan annesinde mevcut olduğundan Hazreti İsa beşer olarak zuhur etmiştir. Fakat neticede ikinci kat Sema’ya kaldırılarak melek şekline girmiştir. Nitekim annenin cima halinde görüp hayal ettiği suretin doğacak çocuğa tesir ettiği bilinmektedir. Hatta bir kadının yılan kılığında bir insan doğurduğu, sebebi kadına sorulduğunda cima halindeyken yılan gördüğü rivayet edilmiştir. Bir kadının dört gözlü, iki ayağı da ayının ayakları gibi olan bir çocuk doğurduğu nakledilmiştir. Bunun da sırrı, o kadın kıpti (mısırlı) olup cima halindeyken kocasının yanında bulunan iki ayıya bakmış olmasıdır. Bedenleri dilediği şekilde yaratmasında Allah'ın birtakım sırları vardır ki Allah her şeye hakkıyla kadirdir.'' (Kaynak: Mahmut Ustaosmanoğlu, Ruhul Furkan Kuran Tefsiri, 6.Cilt, 138.sayfa, Ahıska Yayınevi) Şeyh Mahmut Efendi’ni bu düşüncelerini Kuran hakikati ışığında nasıl değerlendirmeliyiz?. (A, Vildan)

 Eksik bir şey var, bu eksiği bulmam konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim.

Eksik bir şey var, bu eksiği bulmam konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim.

“Öncelikle Allah sizden ve dua edenlerden razı olsun. Babam bayağı toparladı. Zamana çok ihtiyacı var. Çok şükür bu günlerimize. Son on yıldır hayatımda her şey eksik gibi, elimi attığım hiçbir şeyi bitiremiyorum. Her şeyim yarım kalıyor. Hedeflerim çok ama hedeflerime yönelik adım atamıyorum. Bunun adı tembellik... Namazımı aksatmak istemiyorum ama aksatıyorum. Kuran Kerim okumayı öğrenmiyorum. Çok üzülüyorum aslında. En acısı da kapasitemin farkındayım ama o ilk adımı atamıyorum. Hem ahiret hayatım için hem de dünyalık hayatım için bana bir yol gösterip (bir dua) önerirseniz çok mutlu olurum. Eksik bir şey var, bu eksiği bulmam konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim. ALLAH hepimizin yardımcısı olsun. Sizi tanımasam da yazılarınız çok etkileyici… İyi günler...” (Gülnihal)

Evliyanın Yüzüne Bakmak

Evliyanın Yüzüne Bakmak

Şeyh Mahmut Efendinin bir talebesi, sosyal medyada yayımlanan bir videosunda şunları söylüyor: “Bir de ehlullahın huzurunda bir an durmak, ihlas üzere yüz elli (150) sene ibadetten efdaldir. Kardeşlerim ne dersiniz buna? Bak şimdi bu nimetin içindeyiz. Şeyh Mahmut Efendi hazretlerimiz teşrif buyuracaklar. Huzuru şeriflerinde duracağız.  Bu var ya, bu an yüz elli sene ihlas üzere ibadetten efdaldir. Aman göreyim sizi, sağa sola, bir tarafa bakman caiz olmaz. Gönlümüzü bağlayalım, rabıtayı şerif üzere…” Şeyh Mahmut Efendinin kimi talebeleri de bu sözün bir hadis olduğunu ön görüyorlar. Bu bağlamda diğer bir sorum şu: Cübbeli Ahmet Hoca, sosyal medyadaki bir videosunda bir sufinin gördüğü rüyayı, zuhuratı delil gösterip Şeyh Mahmut Efendi için Allah’ın şöyle dediğini naklediyor: “Ete kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm.” Kuran ve sünnet çizgisinde sizler, bu sözleri nasıl değerlendirmeliyiz? ( S, Berfin)

Yüz sene sonra gelecek bir veli

Yüz sene sonra gelecek bir veli

“Opr. Dr. Münir Derman bir yazısında; kitaplarını kapalı bir anlatımla yazdığını, kendisine açık yazmaya ruhsat verilmediğini beyanla şöyle diyor: “Bunların sırlarını (yazdığı kitapların) benden yüz sene sonra gelecek bir velinin açıklayacağını rahmetullahi aleyh hocam (Ömer İnan) söylemişti. Benim iznim yoktur o kadar!” Opr. Dr. Münir Derman’ın bu sözlerini siz, nasıl değerlendiriyorsunuz?  (T, Abulvahap)

Seçilmişler...

Seçilmişler...

Kurtlar Vadisi’nin Polat karakteri Necati Şaşmaz, bir videosunda şunları söylüyor: “Belki de bin yıllardır peygamberden bu yana insanlardaki gönül bağı ile ruhsal bir şey yapıldı. Bulut gibi dedim ya, ruh parçası... Ondan bir parça aktarılarak bugünlere geldi. Bu ermiş insanlar ya da tasavvuf ocakları Budistlerde var, Musevilerde de. Sufizm ya da mistisizm bütün dinlerde var. Bunlar bize getirdiler belki. Bütün dinlerdeki tarikat ehilleri o ruhu getirdiler. O yüzden seçilmiş olmuş oluyorum ki İrfan abi. Onu alabilecek olan birisiyim ben. Anlatabildim mi? O gelen ruhu da alabilecek, o bilgiyi verebilecek... Ben bana verilenle onu birleştirip bir formül çözülmesi gibi olmuş olacak. Babamla konuşmam lazım.” Böyle şeyleri hanıma anlattığım günün sabahı Mahir aradı. "Hayırdır gardaş?" "Enteresan bir rüya gördüm. Söylemek istedim" dedi. "Sen böyle yüksekte, çok yüksekte bir yerdesin, miraç gibi bir yerdesin. Ama bir sen oluyorsun, bir peygamber efendimiz oluyor" dedi. Hazreti Muhammed'in yüzü oluyorum, bir ben oluyorum. Bir o oluyorum, bir o oluyorum. Ben olduğum zaman asker kıyafeti giymişim, havacı, asker kıyafeti, yüzbaşı. "Hayırdır?" dedim. "Ben hiç rüya görmem. Görsem de hatırlamam. Peygamber efendimizi gördüm ve sakalı makalı her şeyde sendin" dedi. Necati Şaşmaz’ın söz konusu açıklamalarıyla ilgili neler söylenebilir? Teşekkürler. (K, Beren)

Felaketler

Felaketler

“Allah gazaplandığında bir bölge veya cemaate inen felaket neden masum ayrımı gözetmiyor? Mesela şu anki dünyanın değişik yerlerindeki yangınlar, birçok canlı yanıp kül oluyor. Veya Musevilerin üstüne Nazilerin gelişi... Veya çeşitli terör grupları gibi… Peki, öyle bir gazaplanmayla ahirette, mahşerde, belli bir işle alakası olmayan kişilerin cehennemliklere birlikte kurunun yanında yaş da yanar misali cehenneme gitmesi düşüncesini kalp neden kabul etmiyor?” (A, Ömer Ali)

Cehennem ebedi değildir diyenler....

Cehennem ebedi değildir diyenler....

Hud Suresi 107. Ayette “Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır.” Ayetinden hareketle kimi İslam âlimleri, göklerin ve yerin dahi ölümlü olduğunu, bundan dolayı da Cennet ve Cehennemin sonsuz olmadığını söylemekteler. Gerekçe olarak da dünyada sınırlı bir günah işleyen bir kimsenin sonsuz Cehennem azabıyla cezalandırılmasının Allah’ın ilahi adaletiyle bağdaşmayacağını, bundan dolayı da azabın sonlu olması gerektiği düşüncesidir. Cennet ve Cehennem sonsuz mudur, bir gün Cennet ve Cehennem hayatı son bulacak mı? Teşekkürler. (A, Berra Melek)

Bitmeyen günahlar...

Bitmeyen günahlar...

Merhaba. Ben kötü alışkanlıkları olan, Cumadan başka namaz kılmayan biriyim. Ne zaman tövbe edip kendimi düzeltmeye kalksam, yaşamaktan en çok korktuğum olaylar başıma geliyor ve tarifsiz bir iç sıkıntısı, karanlıklar içinde kalıyorum. Artık bütün şevkim kırıldı. Bu kısır döngü, imanıma da zarar verecek diye korkuyorum. Bu durumdan kurtulmak için ne yapılabilir? Teşekkürler. (S, Erkan)

© Hizirla Yolculuk 2021-2023
bottom of page